HEP ciddi konuları yazdım.
Siyaset o kadar ciddi bir iş ki, her zaman lacivert takım elbiseli ve kravatlı olarak gördüğümüz politikacıların diğer yüzü pek ön plana çıkmıyor.
Bugün izninizle biraz siyasetin magazinini yapacağım.
Baştan söyleyeyim...
Benden Ahmet Hakan ya da Ertuğrul Özkök performansı beklemeyin. Başbakanlık tartışmasının profil üzerinden yürüdüğü bir sırada size başbakanlık için ismi geçen adayların farklı bir profillerini sunmaya çalışacağım.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM...
Erdoğan sonrası Davutoğlu’nun seçildiği süreçte de ismi gündeme gelmişti. Çok başarılı bir Ulaştırma Bakanı. Hizmetleriyle damga vurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a en yakın isimlerden biri olarak gösteriliyor. Aralarındaki en büyük çekişme konusu birinin sıkı Fenerbahçeli diğerinin Galatasaraylı olması.
“Galatasaraylı olduğunu bilseydim bakan yapmazdım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Çok geç artık” diye esprili karşılık verecek kadar yakın. Bir seyahatte uçak türbülansa girdiği zaman soğukkanlı bir şekilde yemeğini yiyen Binali Yıldırım, Erdoğan’ın “Sen niye bu kadar sakinsin?” sorusuna, “Hiçbir uçağın havada kaldığı görülmemiştir” diye cevap verecek kadar sakin birisi olarak tanınıyor.
ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ...
İki üniversite mezunu. İlahiyat fakültesi mezunu olarak bir süre vaizlik görevinde bulundu. Hitabeti oradan geliyor. Hukuk fakültesini bitirdikten sonra siyasete atıldı. AK Parti Grup Başkanvekili olarak kendisini çok iyi yetiştirdi. Paralel’le mücadele döneminin Adalet Bakanı olarak ön plana çıktı. AK Parti kapatma davasında Anayasa Mahkemesi’nde Cemil Çiçek’le birlikte sözlü savunma yapan iki Yozgatlıdan biriydi. Fenerbahçe taraftarı olan Bekir Bozdağ, tam bir kitap kurdu.