DOKUNULMAZLIK oylaması nedeniyle Meclis çok hareketliydi.
Genel kurul salonunda oylama heyecanı yaşanırken, iktidar kulisinde
başbakanlık konuşuluyordu. Milletvekillerinin bir kısmı ise Meclis
bahçesini tercih etmişti.
Akşam saatleriydi. AK Parti kulisine adım attığımız anda bir
hareketlilik yaşandı. Gelen, Başbakan Ahmet Davutoğlu’ydu.
Davutoğlu, doğrudan genel kurul salonuna girmek yerine, kuliste
oturmayı tercih etti. Etrafında parti yöneticileri ve bazı bakanlar
vardı. Siyasetin merkezindeydiler ama siyaset konuşmadılar. AK
Parti Ankara Milletvekili Mücahit Arslan isminin nüfusa
kaydettirilmesinin hikâyesini anlattı. Başbakan, “Kalkan” olan
soyadının babası tarafından “Davutoğlu” olarak değiştirildiğinden
söz etti. Başbakan’ın memleketi olan Taşkent’te, “Davutlar Odası”
var. Başbakan olarak Taşkent’e gittiğinde de hemşerilerine, “Ben
Davutların Ahmet” diye seslenmişti. Davutoğlu’nun çok hüzünlü bir
hikâyesi var. Taşkent’te anlatmıştı:
4 yaşında bir çocukken, annesi rahatsızlanmış. Ancak yollar kötü,
hastane yok. Davutoğlu’nun annesi uzun bir yolculuktan sonra
Konya’da hastaneye yetiştirilmiş ama kurtarılamamış. Bir çocuk
olarak hayal meyal hatırladığı annesinin hastaneye götürülüşünü ve
cenazesinin geldiği anı anlatmıştı.
Tabii gözyaşları içinde.
ÇOK TEMİZ BİR VEDA
Davutoğlu, kuliste bir süre oturduktan sonra oyunu kullanmak üzere
genel kurul salonuna girdi. AK Parti milletvekilleri alkışlarla
karşıladı. O da başbakanlık koltuğuna oturmadı, AK Parti sıralarına
geçti. Davutoğlu, başbakanlığa çok temiz bir şekilde veda
ediyor.
Kuliste yabancı ajanslara çalışan bir meslektaşımızla Binali
Yıldırım’ı konuşuyorduk. O sırada Binali Bey, genel kurul salonuna
girmek üzere yanımızdan geçiyordu. “Binali Bey burada, kendisine
sor” dedim. Binali Yıldırım tebessüm etti. Selamlaşıp, içeri
girdi.