Bir yaşıma daha girdim.
Kılıçdaroğlu'nda Erdoğan düşmanlığı Evren sevgisine dönüştü.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirirken, 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren'i yüceltti.
İlk kez demokrasiyi ortadan kaldıran darbe lideri, demokrasinin ürünü olan seçilmiş Cumhurbaşkanı'ndan önemli gösterildi.
Küçük dilimi yuttum.
Kenan Evren demek, Genelkurmay Başkanı olarak eline verilmiş silahı, seçilmiş hükümete çevirmiş, Meclis'in kapısına kilit vurmuş, hükümeti devirmiş bir darbe lideri demekti.
Atatürk'ün partisi CHP'yi kapatan kişi demekti.
Çok büyük acılar yaşandı 12 Eylül'de.
Partiler kapatıldı, Meclis'in kapısına kilit vuruldu, siyasetçiler tutuklandı, genç yiğitlerin canına kıyıldı.
Sabaha karşı evlerinden alınan insanlar gitti bir daha gelmedi.
12 Eylül yargılamaları sırasında dinlemiştim, Mamak Cezaevi'nde dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost'un hikayesini.
İlhan Erdost, 12 Eylül'de sabaha karşı evinden alınıp, Mamak'a götürülmüştü. Kardeşi Muzaffer Erdost ile birlikte. İki kardeş cezaevi aracına konulunca dövülmeye başlamışlardı. Öyle ki bir ara İlhan Erdost yere düşmüştü. O zaman da tekmelerle girmişlerdi. Cezaevi aracından indirildikten sonra da hızlarını alamamış, tekrar araca çağırmışlardı. İlhan Erdost başına gelecekleri tahmin etmemişti. Yanındaki astsubaya, ”Sabah kızımı ateşler içinde bıraktım geldim, bizi öldürecek bunlar” demiş, kurtarmasını istemişti. Cezaevi aracı Mamak'ın içinde tur attıkça dövmüşlerdi İlhan Erdost'u. Araç durup, koğuşa gönderdiklerinde İlhan Erdost su istedi. Eli yüzü kan içindeydi. ”Midem bulanıyor” diye bağırdı, sonra oraya yığıldı kaldı.
Suçu solcu olmaktı İlhan Erdost'un. Döve döve öldürdüler.
Kemal Bey hani Ahmet Kaya söyler ya ”Şafak Türkü”sünde.
”Saçlarına yıldız düşmüş, koparma anne, ağlama” diye.