Cemevlerine saldırıları düzenleyenler, Sivas, Çorum ve Maraş’ta yaşananlara benzer bir planı uygulamak istiyorlardı ama hevesleri kursaklarında kaldı.
Cemevi saldırganının yakalanması, kamuoyunun gösterdiği sağduyulu tepki, planlarının tersine dönmesini sağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hüseyin Gazi Cemevi’nde muharrem ayı iftarına ve Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenine katılması yıllardır özlenen tabloların yaşanmasına neden oldu.
Bu ülkeyi bölmek ve kardeş kavgası çıkarmak isteyenler önce Aleviliği kaşıdılar. Çorum, Sivas, Maraş ve Madımak katliamları yaşandı. Buna rağmen Aleviler, o oyuna gelmedi. Canlarını verdiler ama bu ülkenin birlik ve beraberliğinden en ufak bir taviz vermediler. Çünkü onlar bu toprakları İslamiyetle şereflendiren Hoca Ahmed Yesevi ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin yolundan gidenlerdi. Ama Türkiye’yi karıştırmak isteyenler pes etmedi. O damarı kaşımaya devam ediyorlar. En son Aleviler açısından kutsal olan muharrem ayında cemevlerine yapılan saldırı ile bunu gördük.
CUMHURBAŞKANI’NIN ZİYARETİ
O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hacı Bektaş-ı Veli dergâhını ziyaret edip İslam dünyasının yürek yarası olan Kerbela şehitlerini gönül erenleri ile birlikte anması güzel oldu. Bu iş Erdoğan ya da Kılıçdaroğlu meselesi değil. Dün de Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş’taydı. Bilin ki kim Hacı Bektaş-ı Veli’nin dergâhının kapısından içeri giriyorsa aslında bu milletin gönül kapısından içeri girmiş demektir.
SİYASET ÜSTÜ
Alevi meselesi birlik ve bütünlüğümüz açısından hayati bir konu. İktidarın cemevlerine gösterdiği ilgi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretleri ise siyaset üstü bir konu. Erdoğan orada devleti temsil ediyor. Bu hiçbir oy sandığı ile ölçülmeyecek kadar kıymetli bir adım. Bu ülkede Aleviler üzerinden oynanmak istenen oyunlara bakınca bu adımların ne kadar önemli olduğu anlaşılır. Sorunlarımız var mı? Var. Peki bunu nasıl çözeceğiz. Diyalogla. Bir dizine ‘aslan’ı diğer dizinde ‘ceylan’ı oturtan, “Gelin canlar bir olalım” diyen Hacı Bektaş-ı Veli hazretleri de bize bu mesajı vermiyor mu?