DARBE bastırıldı ancak tehlike devam ediyor.
Ele geçirilemeyen özel birliklerin kozmik hedeflere yönelik
suikast girişiminde bulunmasından endişe ediliyor. Ama asıl önemli
olan, darbede kim ne yaptı, kim kiminle işbirliği halindeydi gibi
sorular henüz netleştirilemedi. Bazı karargâhların ve komutanların
pozisyonu net değil. Ciddi kuşkular var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan darbecilere karşı meydan okuyup, halkı sokağa
davet ettiği ana kadar olan pozisyonlar ile darbecilerin kaybetmeye
başladığı andan itibaren elde edilen pozisyonlar arasında farka
dikkat etmek gerekiyor.
TABURU ÇIKARMASAYDIM VEKİLLER GİREBİLİR MİYDİ
Darbe girişimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği sayesinde
önlendi. Başbakan Binali Yıldırım soğukkanlı bir yönetim sergiledi.
Bazı komutanlar darbecilerin değil, demokrasinin yanında yer aldı.
Merkez medya darbecilerin direncinin kırılmasına, milletin
demokrasiye sahip çıkmasına öncülük etti. Polis teşkilatı darbenin
önlenmesinde çok büyük görevler ifa etti. Tanklara karşı çıkan
halkımız demokrasi destanı yazdı. Milletvekilleri ağır bombardıman
altında Meclis’te toplanarak, müthiş bir direniş gerçekleştirdi.
Meclis Başkanı İsmail Kahraman, isabetli bir kararla darbe gecesi
savaş uçakları tarafından vurulan bölümlerin, ‘Demokrasi Müzesi’ne
dönüştürüleceğini açıkladı. Meclis Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet
İyimaya, demokrasi müzesinin bir bölümüne darbe gecesi Meclis’te
olan milletvekillerinin isimlerinin yer almasını önerdi.
Milletvekillerinin Meclis’te darbeye karşı direnişlerini eski
Meclis Başkanı Cemil Çiçek’le konuştum. “Ben Meclis başkanı olduğum
dönemde Meclis’teki taburu kaldırmıştım” diye hatırlattıktan sonra
sordu, “O zaman askeri Meclis’ten çıkarmasaydım, milletvekilleri o
gece Meclis’e girebilir miydi?”
Meclis’teki askeri taburun kaldırılması çok konuşulmuştu. Ama
askeri Meclis’ten çıkaracak iradeyi Cemil Çiçek göstermişti.
“Meclis’teki tabur,
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı’na bağlıydı. Meclis’teki
komutan Muhafız Alay Komutanı’na bağlıydı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız
Alayı’nın görevi darbe dönemlerinde Cumhurbaşkanı’nı teslim
almaktı, Meclis’teki taburun görevi de Meclis’i teslim almaktı.”
Milattan önce değil, 18 Aralık 2011 tarihine kadar, Meclis’in
güvenliğinden asker sorumluydu.