Selahattin Demirtaş, “Mesela ben dışarıda olsaydım bir sabah Başak ile birlikte Meral Hanım’ın kapısını çalar ve ‘Kahvaltıya geldik’ derdim” demişti. Meral Hanım da, “Güneydoğu’da şöyle bir gelenek var; kan davalınız bile olsa kapınızı çaldığı zaman içeri alırsınız. Evin en yaşlısı tarafından karşılanır. Sonra, kapıdan çıkıp gittikten sonra davanız devam eder” diye yanıt vermişti. Yani kapıyı kapatmamıştı.
Selahattin Demirtaş, önceki gün Meral Akşener’e yine bir mesaj verdi. Ama bu kez ismini zikretmeden.
“HDP, PKK’nın uzantısıdır” diyen Akşener’e, “HDP, PKK’nın uzantısı değildir” diye yanıt verdi.
Selahattin Demirtaş aslında bir süredir Meral Akşener’e yönelik mesajlar veriyor. Bunu neden yapıyor sorusunun yanıtını sona bırakıyorum. Ama bir süre önce HDP’ye Türkiyelileşmeyi önermişti.
Haberimiz olmadı ama anlaşılan o ki HDP, bir hafta içinde Türkiyelileşmeyi tamamlamış. Çünkü Selahattin Demirtaş, “HDP tam bir Türkiye partisidir” dedi.
Demirtaş ‘Türkiye partisi’ deyince, HDP Türkiye partisi olmuyor.
Demirtaş, ‘HDP, PKK’nın uzantısı değil’ dediği için HDP, PKK’nın uzantısı olmaktan kurtulamaz. Çünkü buna öncelikle Kandil izin vermez.
Demirtaş’ı HDP eş genel başkanlığına getiren kimdi? Kandil değil miydi?