Başbakan seçim kampanyasını başlatacağı Erzurum ve Sivas
gezilerine davet edince, bir anda kendimi Davutoğlu'nun uçağında
buldum.
Sanki ben gitmezsem seçim kampanyası başlamayacak gibi havaya
girmiştim.
Başbakan'ın basın danışmanı Osman Sert'in verdiği saatte havalandık
Ankara'dan. Dört gazeteciydik. Sabah'tan Okan Müderrisoğlu,
Star'dan Mustafa Kartoğlu, Vatan'dan Murat Çelik ve bir de ben.
Uçak burnunu doğrulttu, kameraman içeriye geldi. İlk kez böyle bir
durumla karşılaşıyorduk. İşin sırrı daha sonra ortaya çıktı. Seçim
gezisinin ilk gününde, çıkılan yolda heyet üyelerinden sesli ve
görüntülü olarak duaları alınıyordu. Tabi gazeteciler hariç.
Gazetecinin duası makbul olmaz diye bir kural olduğunu
zannetmiyorum ama mesleki hassasiyetimize özen gösterildiği
belliydi. Baktım Başbakan'ın danışmanı tecvit kurallarına dahi
riayet ederek önce Arapça bir sure okuyor ardından da dua
ediyorlardı. Aslında benim için yazının çerçevesi oluşmuştu. AK
Parti dualar eşliğinde seçim çalışmasını başlattı.
“Niyet hayır, akıbet hayır”diye kendime düstur edindiğim bir ilke
vardır. Dualarla çıkılan yolda Allah mahcup etmez inşallah. Ama
sadece dua ile sınırlı kalmadılar. Parti görevlilerinden biri,
seçim tahminlerini aldı. 7 Haziran gecesi o listeyi merak ediyorum.
Bakalım kimler isabet kaydedecek?