YILLAR önceydi. Karşıma dikildi, “Ben Çingeneyim” dedi.
Derken gururla söylüyordu. “İstanbul’da çocuğumu okula verdim. Öğretmen çocukları el ele tutuşturmuş oyun oynatıyordu, bazı veliler çingenenin çocuğu bizim çocuğumuzun elinden tutmasın diye öğretmene tepki gösterdiler” diye anlatmıştı. Ne zaman hatırlasam içim burkulur. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki sinevizyon gösterisinde bir Roman vatandaş, “Biz camide saf tutarken yanımızdan kaçıyorlardı” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki, ‘Büyük Roman Buluşması’nı izlerken bunları düşündüm. Dün bir Roman çocuğun ellerinin, çocuklarının ellerine değmemesini isteyenlerden, bugün Romanların elinden tutup Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne taşıyan Cumhurbaşkanı gerçeğini kıyasladım.
Onlarınki, Kasımpaşa’da yokluk içindeki Kotra’dan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne uzanan bir öyküydü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Romanların mahallesinden sadece doktor, öğretmen çıkmıyor Cumhurbaşkanı da çıkıyor” diye taçlandırdı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık tarafından düzenlenen ‘Büyük Roman buluşması’ nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeydim. Ama aklımın bir köşesinde Trump - Putin restleşmesi, diğer yanda ise ekonomiyle ilgili gelişmeler vardı. Önce Külliye’den izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben sizin ayağınıza geldim, Cumhurbaşkanı ayağına çağırıyor” demişti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık’a sordum, ”Romanlar Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelmek istediler. Talep onlardan geldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan salona Romanların, “Tayyip baba” sloganları arasında girdi. Hani Romanlar çalgı çengi olmadan program yapmaz derler ya tam tersi oldu. Program Roman Hafız Kemal Gümüşken’in okuduğu Kuran-ı Kerim’le başladı. Roman sanatçı Kibariye Kuran tilavetini büyük bir huşu içinde dinliyordu. Kuran-ı Kerim’in okunması bittikten sonra salondan tekbirler yükseldi. Ama öyle böyle değil. Değme camilerde öyle tekbir getirilemez.