Koalisyon arayışlarında ikinci etap bu hafta başlıyor.
Başbakan Davutoğlu, “CHP ile daha ileri bir
aşamadayız ” dedi.
Ama bu, iki partinin koalisyon kuracağı anlamına gelmiyor.
Başbakan, ”Bu, MHP'ye uzak durduğumuz, HDP ile koptuğumuz
anlamına gelmez” deme gereği duydu.
MHP ve HDP iki konuda açık çek verdi. AK Parti, bunu en az
koalisyon kadar önemsiyor. Hatta koalisyondan daha fazla desem
yeridir. Bahçeli, ” Biz, ülkeyi çaresiz ve sıkıntılı
duruma düşürmeyiz.Hele CHP'yi bir deneyin. Yoksa
erken seçim olsun. Olmazsa, biz ülkeyi
çaresiz bırakmayız” demişti. Bahçeli, bu sözlerinin AK
Parti hükümetine destek verecekleri anlamına gelmediğini söyledi.
Zaten işin sırrı burada yatıyor.
HDP Eş Genel Başkanlar Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş da,
” AK Parti-CHP hükümetini destekleriz, ama eğer bu mümkün olmazsa
hemen seçim kararı almayın. Bir tur daha yapın, seçim hükümetini
tartışmaya hazırız” mesajını vermişlerdi.
Hükümet kurma çalışmalarının uzadığını savunanlar var. Sürenin
uzaması, nelerin olamayacağını görmemizi sağladı.
CHP-MHP-HDP blokunun bir araya gelerek koalisyon kuramayacağı
ortaya çıktı.
HDP destekli CHP-MHP koalisyon hükümeti jet hızıyla gündemden
düştü.
AK Parti'siz bir hükümet kurulamayacağı görüldü.
HDP'nin içinde yer alacağı, ya da dışarıdan
destekleyeceği hükümet formüllerine kapılar kapandı.
İlk
tur görüşmeleri yapıldı.
Partiler bir araya geldi. Gezi olaylarından beri siyasete damgasını
vuran gerginlik önemli ölçüde giderildi. Liderler birbirleriyle
konuşmaya, siyaset rasyonelleşmeye başladı.
Bu arada, 7 Haziran sonrasının ilk sınavı Meclis Başkanlığı
seçiminde verildi. Böylece taşlar yerine oturmaya başladı.