HER okuduğumda derinden etkilendiğim bir kıssadır, "Çocuğun Gerçek
Annesi"...
Sahih kaynaklardan olduğu için Buhari ve Müslim’den aktarmayı
tercih ettim.
“Hz. Süleyman’ın karşısına çocuğun gerçek annesi olduğunu iddia
eden iki kadın geldi. Yaşlı olanın ikna kabiliyeti yüksekti,
çocuğun gerçek annesi olan ise kendini savunmakta yetersiz
kalıyordu. Hazreti Süleyman iki kadını dinledikten sonra, ‘Bana bir
bıçak getirin, çocuğu ortadan kesip ikinize pay edeceğim’ deyince,
çocuğun gerçek annesi yerinden fırladı, ‘Aman, çocuğumu kesmeyin,
yeter ki o zarar görmesin, ben feragat ediyorum’ dedi.”
15 Temmuz gecesi tankların Boğaz Köprüsü’nü tuttuğu, Ankara’nın
üzerinden savaş uçaklarının uçtuğunu görünce Ankara gazetecilerinin
refleksi olarak Genelkurmay’ın önüne koştum. Merasim Sokak’ta
önümüzü kestiler. Halk Genelkurmay’ın önünde toplanmaya başlamıştı.
Oradan Meclis’e girmeye çalıştım. Tankla Dikmen kapısının önünü
tutmuşlardı. Yayına çıkmak için CNN Türk’e geldim... Darbecilerin
başarılı olamayacağını anlatmak için. Peki, daha ilk anlarda
darbecilerin başarılı olamayacağını nereden biliyordum?
Genelkurmay’ın önünde toplanan milleti gördüm. Yayın için CNN
Türk’e girdiğimde Hande Fırat, Cumhurbaşkanı’nı yayına çıkarmak
için uğraşıyordu. Hande’ye, “Halk Cumhurbaşkanı’nı görmek istiyor.
Halk Cumhurbaşkanı’nın yaşayıp yaşamadığını merak ediyor” dedim.
Hande Fırat’ın ısrarı, Hasan Doğan’ın çabası ve Cumhurbaşkanı’nın
“Bağlanalım” demesi üzerine CNN Türk’teki tarihi yayını
gerçekleştirdik. Yayın anında ikimizin ağzından çıkan en önemli
sözcük, “Sayın Cumhurbaşkanım” oldu. O gece “Cumhurbaşkanım” derken
o kadar samimiydik ki. O gece seçilmiş Cumhurbaşkanı’na,
“Cumhurbaşkanım” demek darbecilere karşı adeta bir meydan
okumaydı.
Darbecilerin İstanbul’da CNN Türk’ü ve Hürriyet’i bastıkları zaman
biz Ankara büroda bir avuç kişiydik. O geceden sonraki günün olup
olmayacağını düşünmeden yayın yapıyorduk.
Bunları darbe gecesinin kahramanlıkları olsun diye anlatmadım.
Çünkü darbe gecesinin tek bir kahramanı var. O da tanklara karşı
meydanlara çıkan millet ve onlara liderlik yapan Cumhurbaşkanı
Erdoğan.
DARBEYE KARŞI YÜREKLİ BİR SES
Peki neden paylaştım? 15 Temmuz’da darbe girişimine karşı bu millet
destansı bir mücadele verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan o gece
demokrasiyi kurtardı. Medya, demokrasi sınavından yüz akıyla çıktı.
CNN Türk ve Hürriyet gazetesi başta olmak üzere Doğan Grubu
demokrasinin yanında ve darbeye karşı yürekli bir ses oldu. Ancak
15 Temmuz’dan sonra bir kesimde CNN Türk bu yayını niye yaptı,
Doğan Grubu neden doğru yerde durdu şeklinde bir rahatsızlık
hissettim. Geçer dedim. Zamanla bu rahatsızlık saldırılara dönüştü.
İşte o zaman yukarıdaki kıssayı hatırladım.
Arkadaşlar, sizin derdiniz darbenin önlenmesi değil mi? Arkadaşlar,
sizin derdiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın darbecilere karşı başarılı
olması değil mi? Biz de buna çalıştık. Doğan Grubu yanlış yerde mi
dursaydı? Siz çocuğun gerçek annesi olsanız o gece Erdoğan’ın
yanında olanlara destek verirdiniz. Ama görüyorum ki derdiniz
darbeciler ya da Erdoğan değil.
O gece siz neredeydiniz diye soruyor muyum? Çünkü bu darbeyi
elbirliğiyle önledik. Sizin bir kısmınız yayınlardaydı,
diğerlerinizin de saklandığını düşünmüyorum.
FETÖ’cü gösterilmeyen çalışılan Doğan Holding Ankara Temsilcisi
Barbaros Muratoğlu, Doğan Grubu’na vergi cezası kesen müfettişlerin
FETÖ’den ihraç edildiğini tespit edip, resmi makamlara başvuruda
bulunan kişiydi. Kendisini Yeni Şafak Ankara temsilcisi olduğum
dönemden beri tanırım. Biz arkadaşımızın aklanacağından eminiz.