AK Parti’nin 16. kuruluş yıldönümünde, “Madem mücadelenin şartları değişti, bizim de değişmemiz lazımdır. Değişim AK Parti’nin kimliğidir. Bu defa çok daha köklü değişime ihtiyaç var” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılan AK Parti MYK toplantısında bir üye, “Efendim, teşkilatlarda ve yerel yönetimlerde değişimi söylemeniz toplumda büyük karşılık buldu. Halk heyecanlandı” diyor. Erdoğan, “Doğru, bana da aynı yönde tepkiler geliyor” diye karşılık veriyor.
Cumhurbaşkanı, bir süredir toplumdan ciddi bir şekilde değişim yönünde sinyallerin geldiğini belirterek, “Biz bu değişimi gerçekleştirmezsek millet sandıkta değiştirir” diyor.
Erdoğan, “Değişmeyen tek gerçek değişimin kendisidir” ilkesinden hareket ediyor. 2002 seçimlerinden bu yana, milletvekili listelerinin en az yüzde 50’sini yeniliyor.
Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı seçildiği 21 Mayıs tarihli kongreden itibaren teşkilatlardaki ‘metal yorgunluktan’ söz ediyor. Kimi zaman buna, ‘mesleki deformasyonu” ekliyor. Ama her konuşmasında ısrarla ve her defasında dozunu biraz daha artırarak değişim talebini dile getiriyor. Bir süredir Erdoğan’ın değişim konusunda neden bu denli ısrarlı olduğu sorusunun cevabını arıyorum.
16 Nisan referandumunda bazı teşkilatların sahada etkili çalışmaması, bazı belediye başkanlarının partinin oyunu aşağıya çekmesi, çok etkili olmuş. Bir de Ordu’da kameraların önünde yaşanan kavga ile Giresun’daki il danışma toplantısında yaşananlar tetiklemiş. Buna bir de bazı büyükşehir belediye başkanları ile bakanların arasındaki soğukluk eklenince Erdoğan çıtayı daha yukarıya çekmiş.