Erdoğan, “Gelin, güçlü ve büyük Türkiye’yi birlikte inşa edelim” diyecek. ‘Geçmişte AK Parti’ye oy vermiş ya da vermemiş olabilirsiniz ama yeni Türkiye Yüzyılı’nı birlikte oluşturalım’ mesajını verecek.
Siyasi polemiklere kurban edilmemesini isterim. Çünkü Erdoğan bugün yeni bir siyaset önerecek. Mevcut siyasi paradigmaları değiştirecek bir politika setiyle ortaya çıkacak. Bir anlamda siyasette bir makas değişikliği için ilk adımı atacak. Yeni bir toplumsal sözleşme önerecek. Erdoğan 20 yıldır Türk siyasetini şekillendiren bir lider. Erdoğan aynı zamanda küresel bir lider. Bir dünya markası. Şimdi bu Erdoğan çıkacak ve diyecek ki, “Farklılıklarımız olabilir. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Farklılıklarımız gücümüzdür. Gelin biz bu farklılıklarımızla birlikte Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim.” Bundan daha güzel bir şey var mı? Biz ideolojik savaşlar uğruna 70-80 arasında bir nesli kurban vermiş bir milletiz. Biz etnik kimlik kavgaları uğruna ağır bedeller ödemeye devam eden bir milletiz. Biz mezhep tartışması arasında yanıp kavrulan bir milletiz. Yıllarca enerjimizi bunlara harcadık. Erdoğan ise şimdi çıkıp “Tüm bunların üstüne çıkalım, tüm bunları bir zenginlik olarak kabul edelim. Ve farklılıklarımızla birlikte geleceğimizi inşa edelim” diyecek. Nobel Ödülü sahibi Aziz Sancar’ın, İHA’ları, SİHA’ları üreten Selçuk Bayraktar’ın, COVID aşısını bulan Özlem Türeci ve Uğur Şahin’in ve daha isimlerini sayamadığımız gurur kaynaklarımızın etnik kimliğini, mezhebini sorgulayabilir miyiz? Onların başarısı Türkiye’nin, bu milletin başarısı değil mi?
YENİ PARADİGMA
Erdoğan yeni bir paradigma ortaya koyacak. Farklılıklarımızla birlikte yeni Türkiye Yüzyılı’nı birlikte inşa edelim diyecek. Başından beri farklılıklarımıza dikkat çekiyorum. Çünkü Erdoğan’ın konuşmasında farklılıklara vurgu çok olacak. Erdoğan, farklılıklar içinde doğru insanı bulma, doğru hedeflere yürümeyi önerecek. Doğru insan, doğru lider. Ve bunun sonucu: Türkiye Yüzyılı.