Patlama haberini aldığım an Kızılay'a koştum.
10 Ekim'de Ankara Garı'na, 17 Şubat'ta Merasim Sokak'a ulaşmaya
çalıştığım gibi.
Polisler, Kızılay'a çıkan yolları kesiyordu. Kumrular Sokak'tan
Güvenpark'a doğru yürümeye başladım. Kumrulara girince ayaklarım
beni 5 yıl önce bombalı araçla gerçekleştirilen eyleminin yaşandığı
noktaya sürükledi.
Oradan Kızılay meydanına yaklaşmaya çalıştım. Ambulansların biri
geliyor diğeri gidiyordu.
Can pazarı yaşandığı belliydi. “Çok büyük bir patlama oldu” diye
anlatıyordu görgü tanıkları.
Bir anda her şey ateş topuna döndü diye anlatırken, gözlerindeki
dehşet okunuyordu.
Ağır bir geceydi.
Sabah oldu.
Tekrar Kızılay'a gittim.
Bu kez beyaz bir branda ile kapatmışlardı.
Beyaz branda olay yerini örtmüştü, ama yaşanın acıyı örtecek bir
branda henüz keşfedilmedi.