Trump ile Putin başka bir dilden konuşuyorlar.
Trump, gece 01.20’de İdlib operasyonu için, “Yüzbinlerce insan
ölebilir” diye tweet attı. Putin de bu tweete karşılık öğle
saatlerinde İdlib’i vurdu. Böylece iki lider birbirlerine mesaj
vermiş oldular.
Suriye rejimi ve Rusya’nın İdlib operasyonu bekleniyordu. Hatta 30
Ağustos Perşembe günü operasyonun 72 saat içinde başlayacağı
söyleniyordu. Pazar günü operasyon gerçekleşmeyince beklentiler 7
Eylül’de İran’da yapılacak olan Putin-Erdoğan-Ruhani görüşmesinden
sonraya bırakılmıştı.
Ama Putin sağ gösterdi, sol vurdu. Bir yandan Trump’a tweetlerine
bombalarla yanıt verdi, diğer yandan İran’da masaya oturmadan önce
elini yükseltmiş oldu.
İdlib’de herkesin hesabı farklı.
İdlib operasyonunda ilginç bir şekilde Çin’de Rusya ile birlikte
hareket ediyor. Rusya, El Kaide’den ayrılan Çeçenlerin, Çin ise
Uygur kökenlilerin ülkelerine dönüp, eylem yapmaması için İdlib’de
yok edilmelerini istiyor.
Rejim, son kale olarak gördüğü İdlib’i ele geçirmek bu arada
yüzbinlerce sivil insanı sınırlarımıza yığarak Türkiye’ye darbe
vurmayı amaçlıyor.
ABD ise radarlarla hava güvenliğini tahkim ettiği Fırat’ın
doğusundaki PKK-PYD bölgesini korumak, kimyasal silah kullanıldı
gerekçesiyle Şam’ı vurarak,
Rusya ile rejimin alanını sınırlamak istiyor.
Suriye’de karadaki varlığını pekiştiren Rusya ise Akdeniz’deki
varlığını sağlama almaya çalışıyor.
Tüm bu hesapların içinde İdlib’de yaşayan siviller yok. Kimse
sivillerin ölümünü, yaşanacak büyük mülteci göçünü düşünmüyor.
TÜRKİYE’NİN İDLİB KAYG...