EKREM İmamoğlu, cumhurbaşkanı adayı olmak için Kılıçdaroğlu’nun altını oymakla meşguldü.
Kılıçdaroğlu ise Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasının önünü kesmek için hamle üstüne hamle yapıyordu. Ekrem İmamoğlu’nu Ankara’ya çağırıyor. Ahlatlıbel’de, “İstanbul’un sorunlarına odaklan. Cumhurbaşkanı adayı olmadığını açıkla” diye baskı yapıyordu. İmamoğlu ise cumhurbaşkanı adayı gösterilmeyeceğini fark etmişti. Kılıçdaroğlu’ndan bunu rövanşını almak için hazırlık yapıyordu.
BABA OĞULLARDI
O süreci yakından takip ediyor, Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki güç mücadelesini yazıyordum. İmamoğlu, “Sevgili genel başkanımla aramı kimse açamaz” diye açıklama yapıyor, Kılıçdaroğlu ise “Ben Ekrem İmamoğlu’yla baba oğul ilişkisi içindeyim” diye konuşuyordu.
Tarih bazen gecikir ama talih gecikmez.
KILIÇDAROĞLU’NU TASFİYE ETTİ
İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasındaki can ciğer kuzu sarması görüntüsü seçimlere kadar sürdü. Seçimden sonra bayrağı ilk açan Ekrem İmamoğlu oldu. Kılıçdaroğlu bir de baktı ki, Ekrem İmamoğlu tarafından tasfiye edilmiş. Siyasette Brutus kuralı bir kez daha işlemişti. İkinci Brutus olayını ise Özgür Özel yaşatmıştı.
DOĞRULARI YAZMAK
O zaman çıkıp, hani siz baba oğul gibiydiniz? Hani ben aranıza fitne sokmaya çalışıyordum diye yazabilirdim. Çünkü yazdıklarım doğru çıkmıştı. Ama yazmadım. Çünkü doğruları yazmak zaten benim görevimdi.
İMAMOĞLU-ÖZGÜR ÖZEL ÇEKİŞMESİ
Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun arası birkaç yıl iyiydi. Cumhurbaşkanlığı adaylığı süreciyle birlikte araları açılmaya başladı. Ama Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu’nun arasının açılmasına birkaç ay yetti. 5 Ağustos’ta CHP kurultayında Kılıçdaroğlu’na karşı ikisi güç birliği yapmıştı. Ama benzer çekişme bu kez Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel arasında yaşanmaya başladı. Kılıçdaroğlu’nu devirmek için işbirliği yapan Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu’nun arasına kara kedi girdi.
İLK MÜDAHALE
Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel arasındaki ilk güç savaşı hemen kurultaydan sonra başladı. Ekrem İmamoğlu, CHP Genel Merkezi’ni dizayn etti. Özellikle kritik adamlarını teşkilat, seçim işleri başkanlığı, mali işler, genel sekreterlik gibi kilit mevkilere yerleştirdi. Böylece Özgür Özel’e kımıldayacak hal bırakmadı. “Seni ben seçtirdim. Partiyi de ben yöneteceğim” mesajını verdi.