CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın, “İsrail’i savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz” çıkışı, İsrail’i rahatsız etti.
Etmesi de gerekiyor. Çünkü İsrail, savaş suçu işlemeye devam ediyor. Savaşta dahi okulların, hastanelerin, ibadethanelerin, sivil yerleşim alanlarının, mülteci kamplarının vurulması yasaklanmış iken; İsrail başta hastaneler olmak üzere okulları, ibadethaneleri ve mülteci kamplarını hedef alıyor. Savaşta kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere siviller hedef alınamaz derken, İsrail sivilleri katlediyor. O nedenle Netanyahu başta olmak üzere İsrailli yöneticiler, Uluslararası Ceza Mahkemesi (kısaca UCM olarak kullanacağım) tarafından cezaya çarpıtılabilir. İsrail dışına çıktıkları zaman tutuklanmaları gündeme gelebilir.
SAVAŞ SUÇU İŞLİYORLAR
Uluslararası Ceza Mahkemesi soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçunun faillerini yargılamakla yetkili.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaptığı katliam birçok açıdan UCM’nin yetki alanına giriyor.
1- Dördüncü Cenevre sözleşmesi savaş zamanında sivillerin korunmasını zorunlu kılıyor. Savaş zamanında sivillerin hedef alınmasını ise, savaş suçu olarak tanımlıyor.
İsrail şu ana kadar 3 bini aşkın çocuğu ve 8 bini aşkın sivili katletti.
‘HASTANELER VURULAMAZ’ DİYOR
2-Sözleşmenin 18. Maddesi; ‘Yaralılar, hastalar, sakatlar ve doğum hizmetleri için kurulan sivil hastaneler hiçbir koşulda saldırıya uğrayamaz’ diyor
SİVİL KONVOY VURULUYOR
3-Sözleşmenin 15. Maddesi sivillerinsavaşın etkisinden kurtulması için tarafsızlaştırılmış bölgeler kurmayı öneriyor. İsrail ise tam aksine sivilleri Gazze’nin kuzeyinden güneye göç etmeye zorluyor. Göç eden konvoyları vuruyor. Vurulan konvoyda 70 sivil yaşamını yitirmişti.
4-Sözleşmenin 21. Maddesi;‘Yaralı ve hasta sivilleri, sakatları ve doğum vakalarını taşıyan karadaki araç konvoyları veya hastane trenleri ya da denizdeki özel gemiler korunacaktır. Yaralı ve hastaları taşımak amacıyla kullanılan uçaklar saldırıya uğramayacaktır’ diyor.