15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye'de çok önemli gelişmeler yaşanıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri yeniden yapılandırılıyor.
AK Parti Genel Başkan yardımcısı Yasin Aktay’a göre, ‘Darbeden
devrime’ geçiş süreci yaşanıyor.
Kuvvet komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı.
Genelkurmay, Cumhurbaşkanlığı’na bağlanıyor. Jandarma ve Sahil
Güvenlik ise daha önce İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştı.
Sıra istihbarat birimlerinin yapılanmasına geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 5 Mayıs’ta Meclis’in ‘Çevre, İnsan Hakları ve
Dilekçe Komisyonu’nun AK Partili üyeleriyle bir araya geldiğinde
bunun işaretini vermişti.
“Anayasa’ya göre Türk Silahlı Kuvvetleri’nin başkomutanı benim.
Ancak Genelkurmay, Başbakan’a bağlı. MİT, Başbakan’a bağlı. Benimle
haftalık görüşmede bir araya geliyor.”
MİT’in ve Genelkurmay’ın Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması fikri yeni
değil. Ama darbe girişimi, TSK ve istihbaratta yapılanmayı
kaçınılmaz kıldı.
Dünkü Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Başbakan Yardımcısı
Numan Kurtulmuş, istihbaratta yeni bir yapılanmaya gidileceğini
açıkladı. İstihbarat, ‘İç ve dış istihbarat’ olarak ikiye
ayrılıyor.
CIA - FBI, MI5 - MI6
ABD’de CIA ve FBI ya da İngiltere’de MI5 ve MI6 olduğu gibi...
MİT, Cumhurbaşkanlığı’na bağlanarak dış istihbarata
yönlendiriliyor.
Kabaca, iç istihbarat ise polis ve Jandarma’ya bırakılıyor.
Kırsalda Jandarma istihbarat, şehir merkezlerinde polis
istihbarat.
MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması için OHAL kararnamesi ile bir
düzenleme yapılması gerekiyor.
2937 sayılı MİT Kanunu’nda, “MİT Müsteşarı 4’üncü maddede
belirtilen görevlerin yerine getirilmesinden başbakana karşı
sorumlu olup, başbakanın dışında herhangi bir kişi veya makama
karşı sorumlu tutulamaz” deniliyor. Buradaki, “Başbakana karşı
sorumludur” ibaresi çıkarılıp, “Cumhurbaşkanına karşı sorumludur”
denilmesi yeterli olacak.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın yüksek lisans tezi istihbarat
birimlerinin iç ve dış istihbarat olarak ikiye ayrılmasına
dayanıyordu.
“ABD ve İngiltere dış istihbarat ve stratejik istihbarata önem
veriyor. ABD’de CIA yabancıların istihbaratını toplayıp analiz
ederken, Ulusal Güvenlik Teşkilatı ise dışarıdan teknik istihbarat
elde eder. İngiltere sistemi de ABD sistemine benziyor. Her iki
ülkede de iç ve dış konularda farklı birimler görev alıyor.
Türkiye’de yalnızca dış istihbarata adanmış kurum yok. Türkiye’nin
bir CIA’i yok. Türkiye’de her alana MİT bakıyor. Bu durum elde
edilen bilgilerde boşluğa yol açıyor. Dış istihbaratla ilgilenen
ayrı teşkilatımız olsaydı rahat biçimde dış politikamızı yapar,
uygulardık. İç tehdit ve terör MİT’in iç güvenliğe öncelik
vermesine neden oldu. Teşkilatın şekillenmesi ağırlıklı olarak iç
güvenlik endişesiyle gerçekleşti. Türkiye’de bütün departmanlar MİT
çatısı altında toplandı ancak gelişmiş ülkelerde bu gibi farklı
alanlar farklı teşkilatlarda ele alınıyor. MİT İngilizlerin MI6’sı
ya da ABD’nin FBI’ı gibi hem iç hem de dış güvenlik istihbaratı
topluyor.”
KOORDİNASYONLA SINIRLI DEĞİL