Bendeki şansa bakın.
AK Parti tek başına iktidar olacak mı yazısını yazdığım gün Kemal
Kılıçdaroğlu ile Karadeniz gezisindeydim.
Vatan Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Çelik'le Ankara'dan erken
bir saatte yola çıktık. Kılıçdaroğlu ile İstanbul Sabiha Gökçen
Havalimanı'nda buluştuk. Ama hemen uçamadık. Çaycuma
Havaalanı'ndaki sis nedeniyle bir süre beklemek zorunda kaldık.
O sırada haber kanalları “Son dakika” anonsu ile CHP Genel
Merkezi'ne ateş açan kişinin yakalandığını geçiyordu.
Kemal Bey'e, “Saldırgan yakalanmış” dedik. “Evet öyle” karşılığını
verdi. Bu arada Hacı Ali Hamurcu ismi geçmeye başladı. “Biraz
problemli bir isim” dedik. “Öyle gözüküyor” dedi. Çaycuma
Havaalanı'nda sis olduğu için bir süre beklemek durumunda kaldık.
Bu arada Kılıçdaroğlu ile derin bir sohbete daldık. Meğer
saldırganın yakalandığından bir gece önce haberi olmuş. Haberi de
Cumhurbaşkanı Erdoğan vermiş. Kılıçdaroğlu gençlerle sohbet ederken
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aradığı iletilmiş kendisine.
“Cumhurbaşkanı arıyor tabii hemen ara verdim” diye anlattı o anı.
“Nazik telefonu için teşekkür ettim kendisine” dedi. O arada
Cumhurbaşkanı saldırganın yakalandığını söylemiş. “Hacı Ali diye
bir şey dedi ama tam anlamamıştım” diye anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telefonu üzerinden Cumhurbaşkanı ile
diyalog konusuna uzandık. “Benim diyalog sorunum yok” dedi. Devlet
hizmetlerinin gerektiği ya da ülkenin kaderiyle ilgili önemli bir
gelişme yaşandığı bir sırada “Ben saraya gitmem, Cumhurbaşkanı ile
görüşmem” diyemeyeceğini anlattı. Ama bugün yapılacak olan 29 Ekim
resepsiyonuna katılmayacağını da hemen ardından ekledi.
Kılıçdaroğlu, geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ı hedef almıyor. Eleştiri oklarını Başbakan Davutoğlu'na
yöneltiyor.
“Cumhurbaşkanı'nı muhatap almam yok saymak anlamında değil. Yüzde
52 oy almış birisini nasıl yok sayacaksınız. Ancak benim muhatabım
Başbakan. Çünkü parlamenter demokrasilerde Başbakan hesap verir”
diye sözlerine açıklık getirdi.