CHP seçim beyannamesini açıkladı ama gözler Muharrem İnce’nin üzerindeydi. Diğer partiler seçim beyannamelerini kapalı spor salonlarında açıklarken, CHP, Marriott Otelini tercih etti. Seçimlere gidilirken siyaset çokça heyecan, biraz da şov işidir. Salon mu bulamadılar, yoksa başka bir düşünce ile mi hareket ettiler anlamadım.
Seçim beyannamesinin açıklandığı toplantıda edindiğim izlenimlere gelecek olursak. Salona girdiğinizde sizi sahneyi kaplayacak şekilde,” Tamam” sloganı karşılıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir sözünden hareket oluşturuldu,” Tamam” sloganı. Belli ki, seçim kampanyasına damgasını vuracak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu salona Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ile birlikte girdi. Alkışlandılar. Toplantı boyunca yan yana oturdular. Muharrem İnce zaman zaman Kılıçdaroğlu’nun kulağına eğilip bir şeyler söyledi. Kemal bey biraz gergindi. İsimleri anons edildiğinde Muharrem İnce’ye olan ilgi Kılıçdaroğlu’ndan fazlaydı. Belli ki Muharrem İnce’nin performansı CHP’lileri heyecanlandırmış. Bu durumda Muharrem İnce, nereye koşuyor derseniz, bunun yanıtının 24 Haziran’dan sandıktan çıkacağını söylemekle yetinirim.
Kılıçdaroğlu, kürsüye çıkmadan önce seçim müziği tanıtıldı. Seçim müziğinde, “Artık tamam millet için geliyoruz” diyor. Canlı, kıpır kıpır bir parça olmuş. Meydanlarda iş yapar.
İNCE ADINA SÖZ VERDİ
Kılıçdaroğlu kürsüye tek başına çıktı. Benim gibi Muharrem İnce ile birlikte kürsüye çıkmalarını bekleyenler yanıldı. CHP lideri, AK Parti’nin de seçim beyannamesini açıkladığını belirterek,” Onların seçim beyannameleri ile bizim seçim beyannamemiz arasındaki fark, siyahla beyaz gibidir” dedi. Başladı 230 sayfadan oluşan beyannameyi açıklamaya.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında dikkat çekici başlıklar vardı. Kılıçdaroğlu, seçim vaatlerini sıralarken, Muharrem İnce adına da söz verdi. “Sözümüz söz hem Kılıçdaroğlu sözü hem Muharrem İnce sözü” dedi. “Anadolu’yu yeniden şaha kaldırmak Muharrem İnce’nin de Kemal Kılıçdaroğlu’nun da boynunun borcudur” diye seslendi.
CHP’nin seçim beyannamesi 7 Haziran seçimleri öncesinde olduğu gibi pozitif bir yaklaşımı esas alıyor. Kılıçdaroğlu eleştirdi, negatif bir portre çizdiği zamanlar da oldu. Ama vaatlerde bulunurken pozitifti. Hatta Muharrem İnce’nin yaptığı gibi Kanal İstanbul ve yerli otomobil projelerine son vereceğini söylemedi. Onun yerine ne yapacaklarını anlatmayı tercih etti. Tabi özelleştirilen Şeker Fabrikalarının geri alınacağı, OHAL’in kaldırılacağı, Mavi Marmara Anlaşmasının iptal edileceği, Barış Akademisyenlerinin geri döneceği ve KHK uygulamasının kaldırılacağı yönündeki vaatlerini bundan ayrı tutuyorum.