Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda son günler bir anlamda siyasi mıntıka temizliği şeklinde geçti.
Favori cumhurbaşkanı adayları olarak gösterilen Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu, geri adım atmak zorunda kaldılar. Meral Akşener, cumhurbaşkanı adayı olmadığını, başbakanlığa talip olduğunu açıkladı.
Bu gelişmeler, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için önündeki tüm engellerin kalktığı şeklinde yorumlandı.
İKİ ÇEKİNCE
10 ay önce cumhurbaşkanı adaylığı için ismi geçmeyenlerden biriydi Kılıçdaroğlu. Hatta sohbetlerimizde de parti genel başkanlarının aday olmasına sıcak bakmadığını ifade ediyordu. Bunu açıkladı da. Parti liderlerinin sadece kendi partisinin ya da ittifakın bir bölümünün oyunu alabileceğine, ancak kucaklayıcı bir ismin daha doğru olduğuna işaret ederdi. Belediye başkanlarının da bir dönem daha hizmet etmesi gerektiğini savunurdu. Aklını cumhurbaşkanı adaylığına takan belediye başkanının verimli olamayacağını söylerdi.
DÖNÜM NOKTASI
Ama ne zaman ki Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı olmaya karar
verdi, denklem değişti. Hep söylüyorum, Kılıçdaroğlu’nu hafife
almayın diye. 7 Aralık 2020 tarihi bir dönüm noktası oldu. Bütçe
görüşmeleri sırasında AK Parti milletvekillerinin sataşması
üzerine, “Cumhurbaşkanı adayı olmadığımı size kim
söyledi?” çıkışını yaptı. CHP lideri o günden bu yana yaptığı
hamlelerle önce Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nu
minder dışına itti, sonra Akşener’in aday olmayacağını
açıklamasını sağladı. Akşener için geçerli değil
ama İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylığının son ana kadar
masada olduğunu düşünenlerdenim.