Demirel’in ismini vermek yasaktı. Demirel’e ‘Bir bilen’ denilirdi. DYP’nin, Adalet Partisi’nin devamı olduğunu söylemek parti kapatma sebebiydi. O nedenle “Gözlerimin içine bak ne dediğimi anlarsın” diye konuşurlardı.
DYP’nin Genel Başkanı Yıldırım Avcı, ”Kırat’ın böğründen çıkarak geldik” dediği için Mamak’ta Sıkıyönetim Komutanlığı’na çağrılmıştı. Yıldırım Avcı’yı izlemek üzere Mamak’taki Sıkıyönetim Askeri Savcılığı’na girerken sıkı bir kontrolden geçirilmiştik. Bizi, Yıldırım Avcı ile birlikte askeri bir aracın içine alıp savcılığa öyle götürmüşlerdi. Yolda bir grubu marş söyleterek koşturuyorlardı. Askerlere sormuştum. “Ülkücüler bunlar” demişlerdi. Muhsin Yazıcıoğlu’nun da içinde yer aldığı ülkücüler olduğunu anlamıştım. Yıldırım Avcı, askeri savcının kapısından içeri girerken tedirgindi. Bir süre sonra mahkemeden ne karar çıktığını öğrenmek için Yıldırım Avcı’yı aramıştım. Ben daha olayı anlatırken Yıldırım Avcı, ”Beni korkuttun. Yeni bir dava mı açtılar diye korktum” demişti.