Tüketici Güven Endeksi ile seçim sonuçları arasındaki ilişkiyi 7 Haziran seçimleri sırasında fark ettim. O tarihten bu yana anketlerle birlikte Tüketici Güven Endeksi’ni de takip ediyorum.
Tüketici Güven Endeksi son iki ayda yükselişe geçti. Haziranda yüzde 63.4’ken temmuz ayında yüzde 68 oldu. Ağustosta ise yüzde 72.2’ye yükseldi. Bu iyi bir gösterge ama yetmez.
Aynı şekilde anketler de AK Parti ve Erdoğan’ın oylarında son 2 ayda yükseliş olduğunu gösteriyor. Ama bu 2023 seçimlerinin sonucunu tayin etmeye yeter mi, orasını bilemiyorum. Bu yükseliş eğiliminin devam etmesi lazım. En azından zorlu kış koşullarında düşmemeli.
OPTİMAR ANKETİ NE DİYOR
Şimdi sizinle analizi dün akşam saatlerinde tamamlanan Optimar’ın ağustos ayı anketini paylaşmak istiyorum. Yazımı yetiştirmek için verileri yeni gördüm. Yani sıcağı sıcağına tamamlanmış bir araştırma.
Televizyon programlarında gündemi yorumlayan Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar’ın araştırması 12-15 Ağustos’ta Türkiye genelinde 2 bin kişi üzerinde yapılmış.
‘EKONOMİ’ BİRİNCİLİK TAHTINDA
Optimar’ın “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna cevap verenler yüzde 64 oranında ekonomi demiş. Onu yüzde 9.7 oranında işsizlik takip ediyor. İki veriyi topladığımızda ise ekonomi ve işsizlik yüzde 73.7’ye yükseliyor.
Bu sürpriz bir sonuç değil. Uzun bir süredir ekonomi birinci gündem maddesi olma özelliğini koruyor. Ekonomi, hayat pahalılığı ve işsizliğin oranı düşmedikçe, açık ara birincilik kürsüsünden inmedikçe seçim sonuçlarını tayin edecek demektir.
O nedenle diyorum ki Erdoğan’ın rakibi Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu değil, ekonomi. İktidar 2023 seçimlerinde muhalefetle değil ekonomi ile yarışacak. Çünkü muhalefet güven vermiyor ama ekonomi halkımızın en önemli gündem maddesi olmaya devam ediyor.
Ekonomiyi Suriyeliler takip ediyor. AK Parti 2023 seçimlerine giderken ekonomiyi raya oturtmak ve Suriyeliler konusundaki toplumdaki tepkiyi gidermek zorunda.