DARBE gecesi bombalanan Meclis'in yıkıntıları arasından geçip,
tören salonuna girdik.
Meclis Başkanı İsmail Kahraman ile salona birlikte girdik. Başbakan
Binali Yıldırım ilk gelenler arasındaydı. Kalabalığın arasından
gazetecilerin olduğu bölüme geldi. “Basın ihmale gelmez” dedi.
Morali yerindeydi. Beyaz gömlek giymiş, kırmızı kravat takmıştı.
Milliyet Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan, “Kırmızı-beyazsınız”
dedi. Başbakan’ın karşılığı, “Kırmızı-beyaz, başka renk var mı?”
oldu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile tokalaşırken, Grup Başkanvekili
Engin Altay, “Adil Öksüz meselesi” deyince gülüştük.
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları tören salonunun ortasında
duruyorlardı. Askerler, darbe gecesinde yaşadıklarından dolayı
sivillerin geçmiş olsun dileklerini kabul ediyorlardı. Genelkurmay
Başkanı, “İkinci bir darbe girişimi olur mu” sorusuna tepki
gösteriyordu. Yıllarımız bu tür resepsiyonlarda askerin
seçilmişlere ayar verdiği açıklamaları takip etmekle geçtiği için,
bir gün Genelkurmay Başkanı’ndan darbeye karşı çıkan bir açıklama
alacağımızı rüyamda görsem inanmazdım.
TOKMAĞI KAFALARINA İNDİRİRİZ
İçine düştüğümüz durumu düşünün. Meclis’in açılış resepsiyonunda
“İkinci darbe olur mu, olmaz mı” diye soruluyor. Genelkurmay
Başkanı, “Ben şahsen ihtimal vermiyorum” dedi. Başbakan,
“Gelecekleri varsa görecekleri var” diye meydan okudu. İçişleri
Bakanı Soylu, “Tokmağı kafalarına indiririz” dedi. Milli Savunma
Bakanı Fikri Işık ise daha temkinliydi. “İkinci darbe teşebbüsü
ihtimalini görmüyorum” dedi ama ekledi, “Bireysel girişimler her
zaman olabilir”.
Birinci darbe girişimini bildiler mi ki, ikinci kalkışma ihtimaline
ilişkin kanaatleri geçerli olsun denilebilir. Darbe girişimine
karşı diren bir Cumhurbaşkanı, darbecilere karşı ölümü pahasına
mücadele eden bir hükümet ve darbecilerin darbe bildirisine imza
vermeyen, bu yüzden derdest edilen Genelkurmay Başkanı ve kuvvet
komutanları gerçeğini de göz ardı etmeyelim.
BENİM İÇİN VURULAN ÇOCUK
Darbe gecesine ilişkin olarak kuvvet komutanlarıyla yazılmamak
kaydıyla sohbetlerimiz oldu. Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki
Çolak, korumasını göstererek, “Bu çocuk kahramandır” dedi.
“Darbeciler beni derdest edip başıma bastıkları sırada beni
kurtarmak için hücum eden, bu sırada bacaklarından vurulan çocuk
budur” dedi. Anlatırken o geceyi yeniden yaşıyordu. Çok büyük bir
travma.