CUMHURBAŞKANI Erdoğan hafta sonu Diyarbakır’da olacak.
Referandum sürecinde Kürtlere yönelik ilk mesajlarını da bir
anlamda buradan verecek. Sadece bölgede değil başta İstanbul olmak
üzere Kürtler büyükşehirlerde de önemli bir potansiyeli
oluşturuyor. MHP ile işbirliği nedeniyle Kürtlerde bir heyecan
eksikliği var. İhmal edilmişlik ve dışlanmışlık duygusuna
kapılmamaları için verilecek mesajlar önemli.
Bir süredir, “PYD-YPG’nin Suriye’deki kazanımlarını koruma adına
PKK’nın Türkiye’de silah bırakması söz konusu olur mu?” şeklinde
telkinler işitiliyor. Türkiye bu durumda ne yapar? Yeniden bir
çözüm sürecine dönülür mü?
Bu soruların cevabını araştırdım.
“Bazı ülkelerin böyle düşündüğünün farkındayız. Ancak bu aşamada
çözümün konuşulmasının dahi bir kırılmaya neden olacağı
düşünülüyor. Suriye ve Irak’taki durum ile Türkiye’deki terörle
mücadelenin sonuçlarını görmeden çözüm yönünde bir adım atılmaz.
Suriye ve Irak’ta flu bir durum var. Flu durumda aceleci adımlar
atılamaz. Tablo biraz daha netleştikten sonra bir değerlendirme
yapılır.”
PKK’nın silah bırakması gibi bir belirti hissedilmiyor. Ayrıca
Suriye’de YPG’nin bir koluna ABD’nin diğer koluna Rusya’nın girmesi
Kandil’i heyecanlandırırken, Ankara’yı ciddi bir şekilde
endişelendiriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump’ın mayıs ayında NATO
zirvesinde yapacakları görüşme bir kilometre taşı olarak
görülüyor.
Bu sorunun bir de içeriye bakan ayağı var.
“Bu aşamada böyle bir şey gündeme gelmez. Halk, üstünlüğün güvenlik
güçlerinde olduğunu görüyor. Bunun sürmesini istiyor. Devletin PKK
ile mücadelesindeki en büyük zaaf, devlet PKK’ya yönelik bu tür
uygulamalarını devam ettirmez, bir süre sonra vazgeçer algısıydı.
Bunun kırılması ve PKK ile mücadelenin etkin bir şekilde
sürdürülmesi lazım. Çözümün konuşulması dahi bölgede bir kırılmaya
neden olur. Bölgede çok ciddi adımlar atılıyor. Hem belediyelere
atanan kayyumlar hem açıklanan teşvik paketi kapsamında.”