Türkiye, PYD'nin Fırat'ın batısına geçmesini kırmızı çizgisi
ilan etmişti.
Bir süredir Rusya, PYD'yi Cerablus-Azez hattının, Fırat'ın doğusuna
yönlendiriyordu.
Böylece Türkiye'nin kararlılığı test ediliyordu.
İki gündür PYD'nin silahlı kolu olan YPG'ye yönelik yoğun topçu
ateşiyle Türkiye, test edilemeyeceğini göstermiş oldu.
Uluslararası ilişkilerde eğer diplomasinizin arkasına gücü
koymazsanız inandırıcılığınız olmaz.
Hele burası Ortadoğu'ysa, hele karşınızdaki güç Rusya'ysa, kimi
zaman diplomasinin arkasına askeri gücü koymak değil daha ileri
gidip askerinizin arkasına diplomasiyi koymak gerekiyor.
Rusya önce giriyor işgal ediyor, sonra ilhak edip, diplomasi
masasına 2-0 önde oturuyor.
Ankara'da bir süredir Azez'e yönelik askeri müdahale konuşuluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında yapılan güvenlik
toplantısında bu konunun enine boyuna masaya yatırıldığı
biliniyor.
Rus uçağının düşürülmesi ve Rusya'nın Suriye'deki savaşa doğrudan
katılmasıyla birlikte, Türkiye açısından olumsuz bir konjonktür
oluştu.
Rusya bir süredir Türkiye'yi tahrik etmek için her yolu deniyor.
Bize, ”Gel, gel” yapıyor.
Ayrıca PYD'ye Moskova'da temsilcilik açtırmanın ötesinde sahada
ciddi bir işbirliği içindeler.
Haseke'de Rusya, Esed rejimi ve PYD ortak harekat merkezi
oluşturdu.
Haseke'de ABD'nin genişlettiği havaalanının pistine bugün Rus
uçakları iniyor. Ruslar Karkamış'taki havaalanının kapasitesini de
genişletti.
PYD'yi kollayan ABD bunu görmüyor mu?
ABD, 1. Körfez Savaşı'nda Irak'ı işgal ettikten kısa bir süre sonra
PKK, Suriye'den Irak'a taşınmış ve Kandil'e yerleşmişti.
Şimdi Suriye-Irak ve Türkiye üçgeninde, Şengal'de PKK'ya ikinci
Kandil hazırlanıyor.
Oyun içinde oyun var.
Özelinde YPG olmak üzere Suriye konusundaki sorunun kaynağında
ABD'nin tavrı yatıyor.
Nihayetinde Rusya'yı Suriye'ye sokan irade, ABD.
YPG'ye yönelik operasyonlarda mesaj verdiğimiz adreslerden biri ne
yazık ki müttefikimiz ABD.
Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu başta Başkan
Obama ve yardımcısı Joe Biden olmak üzere muhataplarına PYD'ye
verilen silahların Türkiye'ye doğrultulması halinde vuracaklarını
beyan ettiler.
Eğer bu deklarasyonu yaptıktan sonra gereğini yerine getirmeseydik,
Türkiye kağıttan bir kaplan olarak anılırdı.
Türkler konuşur ama gereğini yapmaz diye bir algı oluşurdu.
Şimdi ise tam aksi oldu.
Türkler konuşur ve gereğini yapar.