MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında
şahsımla ilgili olarak kullandığı yakışıksız ifadeleri üzüntüyle
takip ettim.
Ülkemizin içinden geçtiği tarihi süreçte köşemi bu konuya ayırmak
istemezdim. Ancak televizyonların canlı yayınında MHP’nin Meclis
grup toplantısında ismim verilerek yapılan ‘hakaretlere’ sessiz
kalmayacağım. MHP gibi köklü bir partinin genel başkanına
yakıştıramadığım ifadeleri yargıya taşıyacağım.
MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli ile yüce Türk adaletinin önünde hesaplaşacağım.
CEPHEDEN CEPHEYE KOŞUP, ŞEHİT DÜŞEN DEDELERİMİN TORUNUYUM
‘Kılıç artığı’ olduğumu söyleme nezaketsizliğinde bulunan Sayın
Bahçeli’ye hatırlatmak isterim ki, Osman dedem bir cepheden
diğerine koşmuş, Osmanlı-Rus savaşında esir düşmüş bir vatan
evladıdır. Hasan ve Hüseyin dedelerim ise Yemen’de şehit düşmüş,
vatana sadece şahadet haberi ulaşmış Oğuz Türklerinin torunuyum. O
şeref bana yeter Sayın Bahçeli...
MHP Genel Başkanı’nın şahsıma hakaret etmesine neden olan yazılarımda ne söylemişim?
21 Şubat tarihli yazımda, “AK Parti açısından MHP iki ucu keskin bıçak. Çünkü AK Parti’nin çok önemli bir Kürt seçmeni var. Kürtlerden oy alan iki parti var. Biri HDP, diğeri AK Parti” demişim. Başbakan Binali Yıldırım’ın AK Parti grubunda ‘Bozkurt selamı’ vermesi üzerine kulislerde yaşananları aktardığım 22 Şubat tarihli yazımda ise, “AK Parti önemli oranda Kürt seçmene sahip olduğu için MHP ile mesafesinde dikkatli olması lazım” demişim.