Yasaklı olduğu dönemlerde Demirel'e neden yurtdışına çıkmadığı
sorulduğunda, ”Yabancılara devletimi
mi şikayet edeceğim”
karşılığını vermişti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Avrupa
turunda Suriyeli mültecilerle ilgili soruya, ”Mülteciler konusunda
Türkiye doğrusunu yaptı” cevabını vermesi yerinde bir
tavırdı.
Oysa 7 Haziran seçimlerinde Kılıçdaroğlu, ”Suriyeli kardeşlerimizi
geri göndereceğiz” demişti.
Başbakan Davutoğlu bu nedenle olsa gerek, Kılıçdaroğlu'nun
açıklaması sorulduğunda, “Günaydın deriz ona” deme
ihtiyacını hissetti.
Suriye, AK Parti iktidarının yumuşak karnı oldu. Batı, Suriyeli iki
mülteciyi kabul etmezken Türkiye 4 yıldır 2 milyon mülteciyi
barındırıyor ama “Nobel Barış Ödülü”nü hak
eden ülkemiz, Suriye'deki iç savaşın mimarı olarak
gösteriliyor.
12 Eylül'de işkencelerin ayyuka çıktığı bir dönemdi. Yoğun
şikayetler üzerine askeri yönetim İşkenceyi Önleme Komitesi'nin
cezaevlerinde denetim yapmasına izin vermişti.
Suriyelileri mülteci durumuna düşüren Esed'i değil, mültecileri
barındıran Erdoğan'ı suçluyoruz.
Suriye ateşi bizi yaktı. Avrupa ise ne zaman ki mülteciler kapısına
dayandı o zaman işin ciddiyetinin farkına vardı. Oysa Ürdün,
Lübnan, Irak ekonomik zorluklarına rağmen Suriyelilerle ekmeğini
paylaşmakta tereddüt etmedi.