Gözler Deniz Baykal'a çevrilmişti ama sürpriz Tuğrul Türkeş'ten geldi.
Tuğrul Türkeş, Devlet Bahçeli'nin çizgisini değil, babası Alparslan Türkeş'in yolunu takip etti.
Alparslan Türkeş, siyasi kriz anlarında uzlaşmacı kişiliğiyle ön plana çıkardı. Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Demirel ile aralarında çıkan sorunlarda Alparslan Türkeş devreye girer, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında mekik diplomasisi yürütürdü.
Türkeş sert bir askerdi. Ama MC hükümetlerinin kuruluşundan bu yana siyasette hep uzlaşmacı kimliği ile ön plana çıkmıştı. Bahçeli ne kadar kriz çıkaran bir liderse, Türkeş o denli kriz çözücüydü.
MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 7 Haziran'dan bu yana tüm uzlaşmalara kapılarını kapatması, koalisyon önerilerini keskin bir dille reddetmesi MHP tabanında da rahatsızlığa yol açmıştı. PKK ile mücadelenin sürdüğü bir sırada biz AK Parti ile ortak hükümette neden yer almıyoruz soruları sorulmaya başlamıştı. Milliyetçi camiada MHP iktidar olmak istemiyor mu sorusu dillendirilmeye başlamıştı.