Tansu Çiller, Meclis kürsüsünden hükümet programını okumaya
çalışıyor, ama bir türlü doğru düzgün cümle kuramıyordu.
Çiller, hükümet kurma görevini almış ama Türkiye yangın yerine
dönüştürüldüğü için üç gündür gözüne uyku girmemişti.
Siyasi danışmanlarından birine bu durumu sorduğumda,
”Devlet bizi test ediyor” demişti.
Özal, bir kalp kriziyle ani bir şekilde aramızdan çekilmiş, Özal'ın
ölümüyle birlikte devlet içindeki, ”Değişimciler” savaşı kaybetmiş,
Demirel'le birlikte Eski Türkiye ”Çankaya'ya çıkmış, başbakanlık
koltuğuna ise Batılı, modern yüzüyle Tansu Çiller oturmuştu.
Çiller hükümeti kurmuş ama daha güvenoyu alamadan, ”Türkiye'nin 11
Eylül'ü” olarak gösterilen Madımak ve Başbağlar katliamları
yaşanmıştı.
Tansu Çiller yakasına siyah kurdele takıp, “Radyoma özgürlük”
kampanyası başlatmış, Kürt sorunun çözümünden Bask modelinden söz
etmişti.
Ama Başbakanlık koltuğuna oturduğunda önceliği terörle mücadeleye
verdi. Sağına Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'i soluna Emniyet
Genel Müdürü Mehmet Ağar'ı aldı.
Geçiş dönemleri ürkütücüdür. Siyasi iradenin güç kaybettiği
dönemlerde, ”Derin devlet” gizlendiği yerden çıkar, ipleri ele
geçirmek için hamle yapar.