Zarrab’ın Miami’ye uçmadan önce ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlileriyle buluştuğu, ABD’ye girişte bir sorun yaşamayacağı konusunda güvence aldığı yönündeki iddiaları ispatlayacak delillere ulaşamadım. Ama peşini bırakmış değilim çünkü burnuma pis kokular geliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Zarrab hakkında açtığı soruşturmanın sadece mal varlığı üzerinden ilerlemesi yetmez. ABD’ye gidiş sürecinin de aydınlatılması gerekiyor. Eşi Ebru Gündeş,yakın korumaları ve avukatlarının vereceği bilgiler ile HTS kayıtları ve e-mail trafiği çarpıcı ilişkiler ağına ulaşmamızı sağlayabilir. İkinci bir Zarrab vakası yaşamamak için buna ihtiyaç olduğuna eminim. Ağzımızı açık bırakacak ilişkiler ağıyla karşılaşabiliriz.
ZARRAB AİLESİ İRAN’A GEÇİYOR
Zarrab, ABD’de tutuklandıktan sonra Türkiye’de iki önemli gelişme yaşanıyor.
1- Hürriyet’in ortaya çıkardığı gibi Türkiye’deki şirketlerin içi boşaltılıyor.
2- Kamu tanığı olmadan kısa bir süre önce annesi, babası ve kardeşi Türkiye’den İran’a geçiyorlar.
Zarrab davası 27 Kasım’da başladı. Ancak Zarrab mahkemeye çıkmadan önce “kamu tanığı” olduğu için sanık olarak çıkması beklenen mahkemede, itibarlı tanık oldu. Mahkemeye sunulan belgeden Zarrab’ın 26 Ekim tarihinde kamu tanığı olduğu anlaşılıyor. Belli ki eylül-ekim ayları sadece ABD’deki Zarrab açısından değil, Türkiye’deki ailesi açısından da önemli kararların olduğu bir zaman dilimi olmuş. Türk vatandaşlığı bulunan erkek kardeşi Muhammed (Can) Sarraf İran’a geçiş yapmış. O tarihe kadar Türkiye’de yaşayan ve aynı zamanda Türk vatandaşlığı bulunan babası Hüseyin, annesi Şebnem Sarraf ise dikkat çekmemek için 1 ay önce İran’a gitmiş. İran’daki iş ortakları Zencani’nin idam cezasına çarptırıldığı dikkate alındığında Zarrab’ın ailesinin İran’a gidişi, sadece vatan hasretiyle izah edilecek bir durum değil.