Türkiye deprem, seçim, seçim gerilimi ve seçim ittifaklarına odaklanmışken, dünyada geleceğine, geleceğin nasıl şekilleneceğine dair son derece önemli ve anlamlı gelişmeler yaşanıyor. Ülkeler menfaatleri ve gelecekleri adına alışılmadık hamleler yapıyor. Bunların ilgi ve etki sahamızda olanları da bize fazlasıyla ilgilendiriyor.
Yakın zamanda bu gelişmelerden belki de en önemlisi Çin’in arabuluculuğunda İran ve Suudi Arabistan’ın Pekin’de bir araya gelmesiydi.
İslam tarihine damgasını vuran mezhebi fitnenin iki önemli tarafı olan, 1979 İran devriminden sonra birbirine tamamen düşmanlaşan bu iki önemli ülke, zaman zaman ilişki kursalar da:
- 2016 yılında Suudi Arabistan’ın aralarında Şii din adamı Nimr el-Nimr’in de yer aldığı 47 kişiyi terör suçlamasıyla idam etmesi,
- İdam kararına tepki olarak İran’da düzenlenen protestolarda Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed Konsolosluğu'nun eylemciler tarafından ateşe verilmesi,
- İran’ın Şii yayılmacı tutumu, Irak, Suriye, Lübnan, Yemen hatta Bahreyn’de geliştirdiği mezhep temelli inisiyatifler ve bu tutumun Suudi Arabistan’ı taciz ve tehdit etmesi,