Dünkü yazımda Rus Ordusu'nun içinde yaşanan ve 30 civarında Rus asker ve subayın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan özgün bir olayı dile getirmiştim. Savaşa yakın Rus topraklarındaki Belgorod şehrinde yaşanan olayda "Bu bizim savaşımız değil" diyen Dağıstan, Azerbaycan ve Adıgey kökenli üç sözleşmeli askerin sözleşmelerini fes etmek istemeleri; Tacik bir askerin, "Müslümanlar için kutsal savaşın bu olmadığını, inançsızlarla savaş" olduğunu söylemesi; birlik içinde istikrarsızlık üreten bu çıkışlara karşılık Rus Komutan Albay Lapin’in birliği toplayıp askerlere hitap etmesi ve bu hitapta, "Eğer Allah Müslümanlara Rusya için savaşmalarına izin vermiyorsa o zaman Allah zayıf ve korkaktır" demesi; bunun üzerine inançlarla ilgili bir kırılmanın yaşanması, Başkurtlar, Tatarlar ve diğer Müslüman subay ve askerlerin yaşadığı şok ve en nihayet üç Tacik askerin yaylım ateşi açmasıyla birlikte Rus Albay dahil 30 civarında asker ve subayın hayatını kaybetmesinden bahsetmiştim.
Sonra da Rus Ordusu'nda baş gösteren bu sorunun, aslında Rus Ordusu'na ve devletine ait olmadığını; kullanılanlara ait olduğunu, aynı inanç kökünden gelseler bile değişik nedenlerle bir inanç bunalımına neden olduklarını, sonuçta Müslümanların Müslümanlara karşı savaştığı ya da savaştırıldığı bu yaman çelişkinin tarihin, iç savaşların ve savaşların vahim bir olgusu olduğunu ve İslam tarihinin en büyük bunalımlarına, çaresizliklerine karşılık geldiğini; Vahye/Kur'an’a inandığını ifade ve iddia etmesine rağmen bunu hayata geçirememesi ve bundan akıl, düzen, güç üretememesi nedeniyle egemenlerin oyuncağı olmalarından bahsetmiştim.
Sonuçta devletler ve ordular, savaşı ve kendilerini tanımlarken temelde teolojik, etnik bir aidiyet üzerinden tanımlama eğilimindedirler. Bir diğer tarafıyla mücadelelerini bir kutsiyet, bir ilahi tanımlama, bir hallılık içinde görüp toplumlarını, ordularını ve askerlerini moralize, mobilize ve motive etmek isterler.
O nedenle gaza, şehitlik gibi kavramlar hepsinde vardır.
Peki bunların hangisi doğru?
Bugün, özellikle kıyamet savaşı temalı dogmaların, insanlığın başının belası olduğu görülüyor.