Dün; "Türkiye, Suriye rejimiyle barışır ve bir iş birliği ortaya çıkarsa Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinde yeni bir gerilimin baş göstermesi kaçınılmaz gözüküyor" demiştim. Sonuçta Atlantik'iğin, Türkiye’nin Rusya’nın arabuluculuğunda Suriye Yönetimi ile geliştireceği olası inisiyatifleri kabullenmesi, sineye çekmesi, hazmetmesi çok kolay değil.
Ortaya çıkan durum kendi tercihleri ya da hatası. Ortaya çıkabilecek olası sonuçlar ya da böyle bir arayışın üreteceği etki onlar için kabul edilmesi zor bir gerçeğe karşılık geliyor.
Öte yandan menfaat ve hesaplarını bozma riski son derece yüksek. Sonuçta Batı, böyle bir süreç başarıyla yürürse, Suriye’deki mevcut kilitlenme üzerinden yürüttüğü sürecin başka yere gideceğini biliyor.
Peki sürecin ortağı olur mu?
Bu biraz da İran'la ilgili gelecekteki siyaset ve stratejilerine,
İran’ın kırmızı çizgileri aşıp aşmadığına nasıl baktığına,
kendisinin buna göstermek isteyeceği reflekslere bağlı.
Bir başka açıdan; ABD yönetiminin koltuğundan indirmeden ötekileştirdiği, şeytanlaştırdığı, izole ettiği, "düşmanlaşma, kanıksama ve çaresizlik üzerinden" sıkıştırdığı Esat yönetimi üzerinden kurguladığı senaryo, iradesi dışı bir inisiyatifle karşılaşınca ne olur?