“Amerikan Rüyası” deyimi popüler dile ilk defa 1930’larda tarihçi James Truslow Adams’in “Amerika destanı” isimli kitabıyla girmiş. Kitabın yayıncısı, yazarın “Amerikan Rüyası” başlığını kullanma önerisine, “Aklı başında hiçbir Amerikalı bu rüyaya üç buçuk dolar vermez” diye karşı çıkmış. Özellikle “Soğuk Savaş” döneminde “Amerikan Rüyası”, Sovyetler Birliği’nin temsil ettiği komünist ideolojiye karşı cazip bir rüya olarak sunuldu.