Bir önceki yazımda ABD Başkanı Donald Trump’ı etkilemek amacıyla iki grubun “Beyaz Saray”da nüfuz savaşı verdiğini yazmıştım. Tekrar hatırlatalım, “Globalistler” NATO, Avrupa Birliği ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslar üstü birlik ve kurumlarla ABD’nin uluslararası ilişkilerini güçlendirmeyi savunurlarken, “Ulusalcılar” ise ABD’nin dış ilişkilerini “Önce Amerika” söylemiyle değiştirip yeniden şekillendirmek istiyorlar.
‘Globalistler’ ve ‘Ulusalcılar’ arasındaki amansız savaş, Beyaz Saray’ın bütün birimlerine sirayet etti. Trump Temmuz ayında İletişim Direktörlüğü'ne “Wall Street” finansçılarından Anthony Scramucci’yi getirdi. Kayıtlı bir “Demokrat Parti” bağışçısı olan Scramucci kısa süre öncesine kadar Trump aleyhinde çok sert tweetler kaleme alıyordu. Aniden Trump’çı olan Scramucci’nin atamasına Ulusalcı kanattan Baş Stratejist Steve Bannon, Beyaz Saray Genel Sekreteri Reince Priebus ve Basın Sözcüsü Sean Spicer itiraz ettiler. Spicer Basın sözcülüğü görevinden ayrıldı, arkasından kıdemli yardımcısı Michael Short da gitti.
Züccaciye dükkanına giren fil gibi davranan Scaramucci’nin Priebus için “paranoyak şizofren”, Bannon’a da cinsel imalarla hakaret ettiği basına sızdı. Trump’ın Priebus’tan soğuduğu biliniyordu. Bu yüzden Scramucci’nin Trump’ın bilgisi dahilinde bu işlere giriştiği kanaati oluştu. Scaramucci’nin bilgi sızdırmakla itham ettiği Priebus en sonunda istifa etti.
Priebus uzun yıllar “Cumhuriyetçi Ulusal Komite(RNC) Genel Başkanlığı yaptı. Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan ile çok yakın dost olan Priebus, Trump’ın “Parti” ve “Kongre” ile bağlantısının en önemli halkasıydı. Spicer, Short ve 4 ay kadar önce Sağlık Yasası’nın geri çekilmesine tepki olarak Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcılığı'ndan ayrılan Katie Walsh RNC’den idi. Bu gelişmeler “RNC Beyaz Saray’dan tasfiye mi ediliyor?” yorumlarına yol açtı. Hatta “Priebus olmadan Trump partisiz bir başkandır” yorumu yapanlar bile oldu.
Priebus’ın yerine getirilen İç Güvenlik Bakanı John Kelly’in ilk işi, Scaramucci’yi kovmak oldu. General Kelly’in Beyaz Saray’daki kaosu durduracağı yönünde bir beklenti söz konusu. Ancak Priebus’un yapamadığı bir şeyi parti ile bağları olmayan Kelly’inin nasıl yapacağı tartışılıyor. Peki, “Globalistler” ve “Ulusalcılar” arasındaki savaşta Kelly hangi tarafa ağırlık verecek? Cevap bekleyen bir soru da şu: “Kıyametçi jeopolitik savaşçısı” olarak nitelenen, bu yüzden Cumhuriyetçi elitler arasında bile hoş karşılanmayan Bannon yerinde kalacak mı?
“Ulusal Güvenlik Konseyi”ndeki güç savaşlarını es geçmeyelim. “G-20 Zirvesi” devam ederken, Bannon’ın müttefiklerinden, “Bretibat” eski yazarı Tera Dahl Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreter Yardımcılığı görevinden ayrıldı. Temmuz ayı sonlarına doğru ise Stratejik Planlama Direktörü Rich Higgins’in görevine son verildi. UGK’dan kovulan bir diğer isim Ortadoğu Danışmanı Derek Harvey oldu. Son büyük sürpriz, Ezra Cohen-Watnick’in işine son verilmesiydi. Watnick, Beyaz Saray ile ABD İstihbarat Topluluğu arasında koordinasyon ve irtibatı sağlamak için teşkil edilen güçlü bir pozisyonu tutuyordu. Bannon’a yakın oldukları ileri sürülen üç isim de İran konusunda şahin tutumlarıyla tanınıyor.