Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’un 7 camiyi kapatma kararı alması sürpriz değildi. Avrupa’da İslam ve göçmen karşıtı ırkçı Sağ partileri destekleyen çevreler zaten öteden beri camileri bir tehdit unsuru olarak görüyorlar. Bu sadece Avrupa’da değil, ABD’de yaşanan bir durum. Trump’ın eski Baş Stratejisti Steve Bannon, Avrupa’da Sağ partilerin yükselişine devrimci anlamlar yükleyerek büyük bir coşkuyla karşılıyordu. Boşboğazlığı yüzünden Beyaz Saray’dan kovulan Bannon, “Breitbart News”deki yöneticilik görevine geri dönmüştü.
Köktenci yeni Sağ hareketin platformu olan Breitbart’ı Trump’ın büyük bağışçılarından milyarder iş adamı Robert Mercer finanse ediyordu. Mercer ailesi, Trump tarafından kovulan Bannon’u daha fazla Breitbart’ın başında tutamadı. Breitbart’tan gönderilen Bannon bu kez Avrupa’da aşırı sağ partileri izlemeye kendine iş edindi. Nitekim İtalyan seçimlerini de yerinde izledi. Seçimlerden radikal Sağ partilerin zaferle çıkmasına Bannon övgüler yağdırdı.
Bannon Avrupa’daki köktenci Sağ partiler ile ABD’deki “Cumhuriyetçi Parti”nin daha Sağ çizgideki taraftarlarını temsil eden “Çay Partisi” arasında ideolojik bağlantılar kuruyor. Hatta Bannon bütün bu partileri “Küresel Çay Partisi” olarak niteliyor. Bannon’un Avrupa’daki Sağcı liderlerle çok yakın ilişkileri var. Bunlar arasında İngiltere’de “Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi” eski lideri Nigel Farage ile Fransa Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen de var. Hollanda’da İslam ve göçmen karşıtı siyasetçi Geert Wilders de Bannon’un Küresel Çay Partisi içinde yer alıyor. Kendisini “Hıristiyan Siyonist” olarak kutsaya...