Yemen halkı aşiretler ve mezhep temelli sosyal-siyasi yapının
ceremesini ödüyor. Batılı sömürgeci güçler aşiretler arası
ihtilaflardan yararlandılar. Batılı silah tüccarları Yemenli
aşiretlere maliyet fiyatına, hatta maliyetinin altında gıcır gıcır
silahlar sattılar. Böylece aşiretleri silahlandırarak hem
birbirilerine karşı, hem “Osmanlı" idaresine karşı
kışkırtıp durdular. İngiliz, İtalyan, Belçika ve Alman
fabrikalarında üretilen silahlar, pazarlarda peynir ekmek gibi
satılmaya başladı. Öyle ki tüfek, bir Yemenli için gündelik
yaşamının vazgeçilmez parçası oldu. Yemen'de siyasi liderlerin gücü
ise mensup oldukları aşiretlerin gücüyle sınırlıydı daha çok.
İktidarı ele geçirenler ülkenin idari ve mali kaynaklarını kendi
aşiretlerine tahsis ettiler. Yemen'in en temelli sorunlarından biri
bu.
Galiba Yemen, tarihi boyunca çok az süreler içinde bir bütün olarak
kalabilmiş. Hâlâ da “bütün olamama"nın sancılarını çekiyor.
1920'lerin başlarında kurulan Kuzey Yemen'deki “Zeydi
Krallığı" 1962'de yıkıldı ve yerine otoriter bir
'Cumhuriyet' rejimi kuruldu. İmam Yahya'nın tacından olan torunu
Seyfulislam Suudi sınırına yakın dağlık kesimdeki Zeydi aşiretlere
sığınarak direnişe geçti. Arap milliyetçiliğinin alemdarlığına
soyunan Cemal
Abdülnasır Cumhuriyetçileri destekleyerek Yemen'e
asker gönderdi. “Vehhabi" mezhepli Riyad ise şaşırtıcı şekilde
Zeydileri destekledi.