Donald Trump'ın Başkanlık görevini Barack Obama'dan
devralmasına sayılı günler kaldı ama şahsıyla ilgili polemikler bir
türlü hız kesmiyor. Amerikan kamuoyu, hatta bütün dünya, her gün,
şaşırtıcı yeni bir iddiayla karşılaşıyor. Herkes, Trump ile Trump
karşıtı cephe arasındaki savaşın nereye varacağını merakla
bekliyor.
“Beyaz Saray”a veda etmeye hazırlanan Obama Rusya'ya yaptırımları
uzatırken, Trump ise yaptırımları kaldırabileceklerini söyledi.
Böylece Trump, Rusya'ya yönelik tutumunda değişiklik yapmayacağını
bir kez daha duyurdu. Trump ayrıca, “NATO”yu 'modası geçmiş bir
kurum' olarak niteleyerek karşısındaki cepheyi iyice genişletti.
Trump karşıtı cepheden gelen atışların, Trump'ı Rusya
politikasından caydırmaya yönelik olduğu ortada. Ancak tek mesele
bu değil. Trump'un seçimleri kazanması bu çevrelerce hazmedilmiş
değil ve olay giderek husumete dönüştü. Öyle anlaşılıyor ki Trump
“Beyaz Saray”daki ilk günlerini savunmasını güçlendirme yollarını
arayarak geçirecek. Trump şu an dart tahtası durumunda, üzerine
fırlatılan okları eliyle savuşturmaya çalışıyor ve yara alıyor.
Başkanlık koltuğuna oturmasının ardından durum tersine
dönebilir.
Trump'a yönelik iddialardan bir diğeriyse, “CIA” ve “Ulusal
Güvenlik Ajansı”ndan etkili kişilerin İsrailli meslektaşlarından
hassas bilgilerin Trump'a verilmemesini istedikleri yönündeydi.
Hassas bilgilerin Ruslara, Ruslardan da İranlılara intikal
edebileceği endişesi yaşanıyormuş bu kurumlarda. Bu iddialar
doğrudan doğruya Trump'ın güvenirliliğini ve ABD'ye sadakatini
hedef alıyor. Bel altı saldırılarından bir diğeriyse İngiliz bir
istihbaratçı tarafından hazırlandığı söylenen rapora dayanıyor.
Rapora göre Trump'ın 2013'te Moskova'da kaldığı bir otelde gizlice
görüntüleri kaydedilmiş. Ruslar, bu görüntülerle Trump'ı hacir
altında tutuyorlarmış. İddiayı yalanlayan Trump'a göreyse bu türden
haberlerin arkasında ABD'li istihbarat örgütleri yer alıyor.