Abdullah Muradoğlu Yeni Şafak Gazetesi

Doğu’da olanlara tarihsel bir bakış..

"Haçlı seferleri”ni istisna edersek Türkiye, Selçuklu devirlerinden itibaren daha çok Doğu'sundan gelen yıkıcı tehditlere maruz kaldı. 13. yüzyıl başlarında Doğu'dan gelen 'Moğol...

31 Ocak 2016 | 198 okunma

"Haçlı seferleri”ni istisna edersek Türkiye, Selçuklu devirlerinden itibaren daha çok Doğu'sundan gelen yıkıcı tehditlere maruz kaldı. 13. yüzyıl başlarında Doğu'dan gelen 'Moğol kasırgası' neticesinde “Anadolu Selçuklu Devleti” çözüldü, ülke istila edildi ve boyunduruk altına alındı. Anadolu'nun toparlanması ise bir hayli uzun sürdü. 15. Yüzyıl başlarında Doğu'dan gelen bir diğer kasırga, “Timur”du. Bu kasırga “Osmanlı Devleti”ni çöküşün eşiğine kadar getirdi. Ülke iç isyanlar, şehzade kavgaları, beylikler arasındaki rekabetler ve iktisadi durgunluk sebebiyle ateş çemberinden geçerek güçlükle toparlanabildi.

Osmanlı ne zaman Batı'da güç kazansa Doğu'daki rakipleri tarafından eteğinden geri çekilerek engellenmek istendi. “Venedikliler” ve“Papalık” gibi dönemin etkili Avrupa güçleri “Osmanlı”yı kendilerinden uzak tutmak için Doğu sınırlarındaki rakip güçlerle işbirliği yaptılar. Bu rakip güçlerin küçük iktidar hırslarından gayet güzel şekilde istifade ettiler. Papalık, Venedik ve daha başka Avrupalı güçlerle ittifak yapan bölge devletleri, Anadolu'daki yerel beyliklerin Osmanlı devletiyle ihtilaflı meselelerinde doğrudan veya dolaylı taraf oldular. Böylece, Osmanlı Devleti'ni doğusunda ziyadesiyle meşgul ettiler.

Osmanlı Batı'daki sınırlarını genişletirken Türkiye'nin doğusunu karıştırdılar. Doğudaki bölgesel-yerel güçler Papalığın, Osmanlıları Avrupa'dan ve Anadolu'dan söküp atmayı planlayan “Haçlı İttifakı”nın parçası olmayı içlerine sindirebildiler. Bu planın gerçekleşmesi halinde, Haçlı Seferleri'nde olduğu gibi, “Küçük Asya”nın ve “Yakın Doğu”nun zamanı geldiğinde istila edileceğini hesaba katmadılar. Haçlı Seferleri'nde ne olmuştu, hatırlayalım. Antakya'da, Urfa'da, Trablusşşam'da, Kudüs'te Haçlı krallıkları ve kontlukları kuruldu.

1460'larda Diyarbakır'ı üs edinen Akkoyunlu Hükümdarı “Uzun Hasan” Osmanlı'yı ortadan kaldırmak amacıyla Venedik, Papalık ve Haçlı seferleri sırasında Kudüs'te kurulan askeri bir tarikat olan “Rodos Şövalyeleri”yle bile işbirliği yaptı. Osmanlılara karşı kullanmak üzere Venedik'ten top, tüfek, asker ve cephane desteği talep etti. Haçlı donanması Ege kıyılarını vururken Akkoyunlular Karaman ilinde kargaşa çıkarmaya devam ettiler. Venedik ve Papalık gemileri vaat ettikleri silah ve cephaneyi Uzun Hasan'a ulaştırmak için İçel sahillerine kadar geldiler. Osmanlı'nın Karaman sahillerini askeri denetim altına alması sonucunda Akkoyunlu kuvvetleriyle Haçlı kuvvetleri Akdeniz'de birleşemedi. Cephane yerine ulaşamadan Uzun Hasan tehlikesi bertaraf edildi. Akkoyunlular bir daha felah bulmayarak sahneden silindiler.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump Amerika’yı ‘dışarı’ çıkarabilecek mi? 19 Kasım 2024 | 70 Okunma İsrail’e ‘koşulsuz destek’ Harris’e kaybettirdi 17 Kasım 2024 | 53 Okunma Demokratlar’ın “Ginsburg” sendromu! 12 Kasım 2024 | 40 Okunma Demokratlar “Trump şoku”nu atlatabilecekler mi? 10 Kasım 2024 | 67 Okunma Rusya ve Çin kimi ABD Başkanı olarak görmek ister? 05 Kasım 2024 | 182 Okunma