Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ve
partisi (KDP) için PKK öteden beri ciddi bir rakip. Geçmişte yer
yer ciddi çatışmalar bile yaşanmıştı. Uzun süredir ise KDP ile PKK
'çatışmasızlık' içindeydi. Türkiye'deki 'çözüm süreci' bu
çatışmasızlık ortamının devam etmesinde önemli rol oynadı. Öte
yandan Barzani daha geniş bir 'Kürdistan' hayal etse bile daha çok
“Kuzey Irak” odaklı bir siyaset yürütüyor. Bu
bağlamda Türkiye ile ters düşmemeye özen gösteriyor. Zira
Barzani'nin Türkiye ile ilişkisi -en azından şimdilik- yaşamsal ve
stratejik önemde. Dolayısıyla PKK'nın Türkiye sınırları içinde
gerçekleştirdiği saldırılar Barzani'nin stratejik hesaplarıyla
çelişiyor. Ancak PKK, Kuzey Irak'ı da sözde 'devrimci halk
savaşı'nın alanlarından biri haline getirmek isteyebilir. Bu durum,
Erbil yönetiminin PKK'ya yönelik tutumunu olumsuz etkiler. PKK'nın
IŞİD saldırısına uğrayan Şengal'de Peşmerge'den rol çalması Barzani
açısından rahatsızlık sebebiydi. Barzani, PKK'nın Şengal'i
kantonlaştırmak istemesine de tepki göstermişti.
PKK terör saldırılarıyla Kürtlere karşı bir toplumsal tepkinin uç
vermesini umuyor olabilir. Bölgesel planda Türklerle Kürtler
arasındaki stratejik ilişkiyi dinamitlemek, Türkiye'de ise
'birarada yaşama iradesi'ni kırmak
isteyebilir. Kandil'deki şahin kanatların 'Türkiyelileşmek' isteyen
HDP'yi de etkisizleştirmeye çalıştıkları gözlerden kaçmıyor. Kandil
ile Türkiyelileşmek arasında HDP köşeye sıkışmış görünüyor. HDP ve
hassaten Selahattin Demirtaş'ın bu
siyasal sıkışmışlığı her aşma çabası Kandil'den gelen baskılar
marifetiyle geri püskürtülüyor. Seçim barajını aşan HDP, 'Kandil
barajı'nı aşamazsa çöküşü mukadder olur.