Şu anda depremin sonuçlarıyla meşgulüz. Kelimelerle ifade edilemeyecek ölçüde çok büyük bir yıkım yaşadık. Hiç şüphesiz, kalplerimiz birlikte atıyor tabii ama neler yaşadıklarını kardeşlerimiz hepimizden çok daha iyi biliyorlar. Bize düşen, onlara sarılmak, kucaklamak.
Depremi duyar duymaz yataklarından fırlayarak, karınca kararınca, ne buldularsa yanlarına alarak yollara düşen kardeşlerimize şükran borçluyuz. İsimsiz kahramanlarımız onlar. Bu millet hiçbir karşılık beklemeden imdada koşan kardeşlerimiz sayesinde ayakta duruyor. Maden işçilerimiz, inşaat işçilerimiz, belediye işçilerimiz, operatörlerimiz, itfaiyecilerimiz başta olmak üzere enkâzlarda destan yaratan emekçi kardeşlerimize ne yapsak, ne kadar dua etsek haklarını ödeyemeyiz. Onlar, milletimizin en fedakâr, en yiğit evlatlarıdır. Minnettarız.
Bu deprem, “sivil toplum”un ne kadar önemli olduğunu bir kez da daha gösterdi bize Yurttaşlık bilincinin vücut bulmuş hali olan “sivil toplum”un güçlendirilmesi “milletin güçlendirilmesi” demek. Meslekî kuruluşlar başta gelmek üzere “sivil toplum” tehlikelere, eksikliklere ve aymazlıklara karşı bir “erken uyarı”...