"Nükleer anlaşma”nın sağlanmasının ardından uluslararası
yaptırımlar son buldu ve İran tecrit edilmiş bir ülke olmaktan
çıktı. Böylece İran için 'yeni bir dönem' başlamış oldu. Bu
başlangıcın İran halkı için hayırlı uğurlu olmasını diliyoruz. Hiç
kuşkusuz tecridin son bulmasının siyasi, sosyal ve ekonomik
sonuçları olacak. İran ekonomik olarak güçlenecek, ancak bu gücü
'nasıl' kullanacağı konusunda bir şeyler söylemek için vakit erken
sayılır.
Tahran yönetimleri ambargoları İran ekonomisinin gelişmesine sekte
vurduğunu haklı olarak savundular. İran petrol rezervlerinde Suudi
Arabistan, Venezüela ve Kanada'dan sonra dünyada dördüncü, doğal
gaz rezervlerinde ise Rusya'dan sonra ikinci büyük rezerve sahip.
Ambargolar sebebiyle İran halkı bu potansiyelden hak ettiği ölçüde
istifade edemedi. Enerji sektöründen elde edilen gelirin yüzde
70'inin devlet bütçesine aktarılmış olmasına rağmen gelir
dağılımında adalet bir türlü sağlanamadı ve yoksulluk azaltılamadı.
Deyim yerindeyse, İran halkı varlık içinde yokluk çekti. Artık
Tahran yönetiminin bir bahanesi kalmadı.