Washington’da her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Trump, Beyaz Saray Genel Sekreteri John Kelly’den sonra İçişleri Bakanı Ryan Zinke’nin de gideceğini açıkladı. ABD’nin ana akım medyasının gündemine bile almadığı pek çok gelişme var tabii. Not defterim kabarmış durumda. ‘Suudi Krizi’nin yanı sıra ABD ve İsrail arasında da yeni bir krizin işaretleri var.
İsrail’in 12 adet F-16 uçağını Hırvatistan’a satışına ABD engel çıkarıyor. Zira ABD’nin kendisi Hırvatistan’a uçak satmak istiyor. Hırvatlar İsrail ve ABD’nin sorunu kendi aralarında çözmesini bekliyorlar. Anlaşmanın onaylanması için verilen tarihse bu ay sonu bitiyor.
ABD Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo, Netanyahu’ya silah anlaşmasına karşı olmadığını, anlaşmayı Savunma Bakanı James Mattis’in engellediğini söylemiş. Amerikalılar İsrail’in engelleri bertaraf etmek için F-16 sistemlerinde teknik değişiklikler yapmalarını hilekârlık olarak görüyorlar. ABD yasaları askeri teknolojinin üçüncü ülkelere satışına kısıtlıyor. İsrail kısıtlamaları aşmak için, henüz yasalaşmamış bir tasarıya bel bağlıyor. Tasarı yasalaşır ise önümüzdeki 10 yıl içinde Amerikan vergi mükelleflerinin cebinden İsrail’e 38 milyar dolar akıtılacak. Senato ve Temsilciler Meclisi’nde iki partili uzlaşmayla geçen tasarının nihai oylaması gerçekleşmedi. Trump’ın tasarıyı imzalaması Senato’daki nihai oylamaya bağlı.
“ABD-İsrail Güvenlik Yardımı Yetkilendirme Tasarısı”nın öncülüğünü “AIPAC(Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi)” yapıyor. Trump üzerinde nüfuz sahibi olan “Hıristiyan-Siyonist” kuruluşlar da tasarıyı destekliyorlar. Tasarının nihai oylamasına engel çıkaran isim ise, ‘Özgürlükçü Muhafazâkâr’ kimliğiyle öne çıkan, Cumhuriyetçi Kentuck Senatörü Rand Paul. Senatör Paul ABD’nin müdahaleci dış politikasına sert itirazlarıyla tanınıyor. Paul, büyük yük getirdiği gerekçesiyle yurt dışındaki ABD askerlerini geri çekeceğini vaat eden Trump ile aynı düşünüyor. Aralarındaki fark, Trump’ın vaadini yerine getirmemesi. Kategorik olarak dış yardımların sınırlandırılmasını da savunan Paul, “Kaşıkçı Cinayeti” ve “Yemen” konularında Senato’da çıkan kararlarda ön saflardaydı. 6 Kasım seçimlerinden hemen önce Trump ile birlikte Montana’da bir mitinge katılan Paul, Riyad’ı çok sert şekilde eleştirmişti.
Senato Dış İşleri Komitesi üyesi Paul’ün tasarıyı sınırlandırma girişimi “İsrail Lobisi”nin yanı sıra Hıristiyan-Siyonist Evanjelistlerin şiddetli tepkisini üzerine çekti. Dört yandan taciz ateşleriyle karşılaşan Senatör Paul aleyhindeki kampanyaya ise, “İsrail için Hıristiyan Birliği(CUFI)” öncülük ediyor. CUFI Başkanı Papaz John Hagee, Kentuck’taki 110 bin civarındaki üyeleriyle temasta olduklarını belirterek Paul’ü adeta tehdit ediyor. Radikal Sağcı “Breitbaart News”e demeç veren Hagee, CUFI üyelerinin e-postalarla Paul’ü taciz ettiklerini belirtiyordu. Kentuck’taki üç büyük gazeteye tam sayfa ilan veren CUFI, TV reklamlarıyla da Senatörü köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Paul ise İsrail’e karşı olmadığını, ancak sonsuza kadar yardım edemeyeceklerini, yardımın zaman ve kapsamının sınırlandırılmasını savunuyordu.
Kongre’deki Demokratlar ve Cumhuriyetçiler de Senatör Paul’ü ikna çabalarını sürdürüyorlar Senato’daki Demokratlar’ın lideri Chuck Schumer, 12 Aralık’ta “Amerikan Siyonist Hareketi(AZM)’nin ev sahipliğinde Kongre binasında yapılan forumda, tasarının geçmesi için ellerinden geleni yapacaklarını ve Senatör Paul’ü ikna etmeye çalışacaklarını söylüyordu.