ABD’nin “Buffalo” şehrindeki bir süpermarkette düzenlenen silâhlı saldırıda 10 kişi hayatını kaybetmişti. 10 gün sonra “Uvalde” kasabasında bir ilkokulda gerçekleştirilen saldırıdaysa 19’u çocuk 21 kişi katledildi. İlkinde kurbanlar “Siyahî Amerikalılar”, ikincisindeyse “Latin-Hispanik Amerikalılar” idi. İlkinde saldırganın “Beyaz Irkçı” bir güdülenmeyle katliamı gerçekleştirdiği aşikâr, ikincisindeyse saldırganın hangi saiklerle hareket ettiği bilinmiyor.
“Bireysel silâhlanma”, Amerika’nın en yakıcı sorunlarından biri. Aslında sözde ‘Amerikan Rüyası’nın sönümlenmesinin tezahürü olarak bile anlaşılabilir. Daha da kötüsü, Amerikan siyasetçilerinin on yıllardır devam eden böylesine can yakıcı ulusal bir sorunun çözümü konusunda anlaşamamaları. Katliamlara verilen siyasi tepkiler, kınamadan öteye geçemiyor.