Beyaz Saray’da ‘mutediller’ veya ‘küreselciler’ olarak tanımlanan isimlerden Ulusal Ekonomi Konseyi Başkanı Gary Cohn istifa etti ve ardından Dış İşleri Bakanı Rex Tillerson azledildi. Savunma Bakanı James Mattis’in müttefiki olan Tillerson’ın gideceği epeydir söyleniyordu. Şimdi gözler Ulusal Güvenlik Danışmanı General Herbert Raymond McMaster’a çevrildi.
Tillerson’ın yerine CIA Başkanı Mike Pompeo’nun getirilmesiyse Trump’ın Amerikan müdahaleciliğini benimseyen şahin bir ekiple yola devam etmek istemesiyle ilgili. Pompeo, daha önce 6 yıl görev yaptığı Kongre’de İsrail’in güçlü bir destekçisiydi. Sıkı bir Evanjelist, Hıristiyan-Siyonist ve İslamofobik olarak tanınan Pompeo, İran ve Kuzey Kore konusunda şahin görüşleriyle öne çıkıyor. ABD’nin BM Büyükelçisi Nikki Haley ve ABD’nin eski BM Büyükelçisi John Bolton ile aynı dalga boyundaki Pompeo “İran Nükleer Anlaşması”nın bozulmasını en fazla isteyenler arasında. Pompeo da İran’a askeri müdahaleyi savunuyor.
Trump’ın CIA başkanlığına Pompeo’nun yardımcılarından Gina Haspel’i aday göstermesi ise geniş yankı yaptı. 2000’lerin başlarında Haspel’in adı “CIA”in gizli hapishanelerindeki işkence iddialarına karışmıştı. Pompeo ve Haspel için Senato onayı gerekiyor. Senato’daki ana akım Cumhuriyetçiler arasında bu iki isme sıcak bakmayanlar var. Senato Dış İşleri Komitesi üyesi Rand Paul bu isimlerin başında geliyor. Pompeo ve Haspel’in onay almaması için elinden geleni yapacağını ilân eden Paul, “Neoconlar”ın etkili görevlere getirilmelerinin ABD’yi yeni savaşlara sürükleyebileceği uyarısı da yapıyor. Senato’da iki parti arasındaki aritmetik dengeyse bıçak sırtında. Bu yüzden Haspel’in durumu Pompeo’ya göre daha kritik.
Amerikan kamuoyunda Tillerson ile birlikte General McMaster, General Mattis ve Beyaz Saray Genel Sekreteri General John Kelly’nin Trump’ı dengeleyen mutedil bir takım olarak görülüyorlardı. Ancak McMaster’ın Mattis ve Kelly ile aralarının bir süredir bozuk olduğu söyleniyor. Buna göre Mattis ve Kelly, üç yıldızlı bir general olan McMaster için zarif bir çıkış yolu arıyorlar. McMaster’ın dört yıldız alabilmesi için düşünülen seçenekler arasında Güney Kore veya Afganistan’daki ABD kuvvetlerinin başına getirilmesi gibi görevler de var.
Gelenlerin kim oldukları, ne yapmaya çalıştıkları ve neyin/nelerin onları harekete geçirdiğini bilmek ABD siyasetinin yönünü anlamak bakımından önemli. MeselâTrump’ın yeni Ulusal Güvenlik Danışmanlığı için John Bolton ismi öne çıkıyor. Diğer isimler George W. Bush döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği yapan Stephen Biegun, Trump’ın geçiş ekibinde yer alan İsrail doğumlu Safra Catz ve Ulusal Güvenlik Ajansı(NSA) Başkanı Mike Rogers. Biegun, “Ford Motor” şirketinin Başkan Yardımcısı, 2009’da Forbes’in iş dünyasının en güçlü 12. Kadını olarak lanse ettiği Catz ise “Oracle” şirketinin CEO’sudur.
Bolton’un McMaster’ın yerine gelmesine Mattis ve Kelly’nin sıcak bakmadıkları biliniyor. Bolton’un Pompeo ile birlikte “A Takımı”na katılması Trump’ın Neoconlar ile aynı çizgide hizalandığının göstergesi olacak. Böyle bir gelişmeyi Neocon şahinlerden teşkil edilmiş bir ‘savaş kabinesi’ olarak görenler bile var. Bolton’un Ulusal Güvenlik Danışmanı olması durumunda McMaster’ın Ulusal Güvenlik Konseyi’nden kovduğu İsrail yanlısı, İslamofobik ve İran karşıtı isimler de geri dönebilirler. Bu tasfiyeye şiddetli tepki gösteren “Hıristiyan-Siyonistler” ve “Amerikan Siyonist Organizasyonu(ZOA)”, McMaster’a savaş açmıştılar.