Abdullah Muradoğlu Yeni Şafak Gazetesi

Pekin için Doğu Türkistan’da yol belli..

Maalesef, “Doğu Türkistan”da şöyle gönül rahatlığı içerisinde geçen bir “Ramazan” vuku bulmuş değil. Her Ramazan “zulüm”, her Ramazan “acı” demek. Oruç tutan memur...

05 Temmuz 2015 | 99 okunma

Maalesef, “Doğu Türkistan”da şöyle gönül rahatlığı içerisinde geçen bir “Ramazan” vuku bulmuş değil. Her Ramazan “zulüm”, her Ramazan “acı” demek. Oruç tutan memur ve öğrencilere yönelik baskılar, oruç bozmaya zorlamalar ve daha nice uygulamalar Doğu Türkistanlıların canına tak etmiş durumda. Ve Pekin her yıl mutad olduğu üzere, Uygurların maruz kaldığı zulüm uygulamalarını külliyen reddediyor, Uygur halkın Çin anayasasının kendilerine tanıdığı dini inanç özgürlüklerinden faydalandıklarını iddia ediyor. Pekin her yıl tekrarladığı savunmasının dünya kamuoyu tarafından da kabul edilmesini bekliyor.

Pekin'e göre, zulüm, Uygurların uydurmasıdır. Oysa Doğu Türkistan'da veya sözde özerk bölgede zulüm 100 yıldır var. İsyanlar, ihtilaller, katliamlar hiç eksik olmadı. “Mao dönemi”nde baskılar ideolojik kalıplar içinde doğrudan Uygurların dini-milli kimliklerine yöneldi. Çinlilerin Ramazan ayında getirdikleri yasaklar 'saçma' görülse de, durum pek öyle değil. Zulüm belli bir program çerçevesinde ve istikrarlı bir şekilde yürütüldüğünde uzun vadede sonuç verebiliyor. Çinliler belli bir ritim ve belli bir sertlikte yapılan müdahaleler sonucunda Uygur kimliğinin bozuma uğrayarak direnç kapasitesini yitireceğine inanıyorlar.

Bu yıl oruç yasağına ilişkin insanlık dışı uygulamalar gerekçesiyle Türkiye Çin'e tepki gösterdi. Türkiye'nin haklı kaygıları diplomatik kanallar üzerinden Pekin yönetimine bildirildi. Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise Türkiye'den sözkonusu haberleri doğrulatması istendi. Yani, “zulüm varsa, hani nerede, gösterin” demeye getiriyorlar. Doğu Türkistan'daki olaylara ilişkin olarak medyada veya sosyal medyada yer bulan fotoğraflar yüzde yüz gerçeği yansıtmayabilir ama(Çinliler hariç) kimse de “bunlar olmamıştır” diyemiyor. Bunun önüne geçmenin yolu ise haber kanallarını açık tutmaktan geçiyor.

Çin'de 'basın özgürlüğü'nden söz etmek hiçbir şekilde söz konusu olmadığından, Doğu Türkistan'da yaşananlar hakkında yanlış, eksik veya abartılı her türlü bilginin ortalıkta dolaşması doğal. Aklın kabul etmeyeceği bazı görüntüler, bizzat görüntülerin hedefindeki ülkenin kurumları tarafından bile kurgulanabilir. Zira boşa çıkarılması, açığa düşürülmesi veya yalanlanması kolay olan bu tür 'tuzak görüntüler' suçlanan ülkeye pratik yararlar sağlayabiliyor. Sürekli tekrarlanan ama boşa çıkarılan görüntüler kamuoylarının hassasiyetlerini de olumsuz etkileyebiliyor. Dolayısıyla infiale yol açacak nitelikteki haberlere karşı dikkatli olmak gerekiyor. Gerçeğin gösterilemediği yerde söylentiler gerçeğin yerini alırlar. Bu noktada şikayet etme hakkı bizlerde var ama Çin yönetiminin böyle bir hakkı yok.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump Amerika’yı ‘dışarı’ çıkarabilecek mi? 19 Kasım 2024 | 70 Okunma İsrail’e ‘koşulsuz destek’ Harris’e kaybettirdi 17 Kasım 2024 | 53 Okunma Demokratlar’ın “Ginsburg” sendromu! 12 Kasım 2024 | 40 Okunma Demokratlar “Trump şoku”nu atlatabilecekler mi? 10 Kasım 2024 | 67 Okunma Rusya ve Çin kimi ABD Başkanı olarak görmek ister? 05 Kasım 2024 | 182 Okunma