Musul'da enteresan görüntülere tanık oluyoruz, içler acısıdır. “Musul operasyonu”na katılan Irak askerleri “Amerikan” tankları ve zırhlı araçlarına “Hazreti Ali(Radıyallâhu anh)”nin temsili resminin yer aldığı bayraklar asmışlar. Irak'taki sözde koalisyon güçleri arasında ABD başta olmak üzere onlarca Batılı devlet yer alıyor. Ama bir kısım Iraklı Şii “Başika”yı bahane ederek Türkiye'yi işgalci olarak gösteren kışkırtıcı eylemler sahneye koyuyorlar. “Bir kısım Şii” cümlesini bilhassa kullandım, zira bütün Iraklı Şii Müslümanlar Türkiye'ye karşı aynı duyguyu paylaşmıyor. Bu, İran halkı için de geçerlidir. İran'a seyahat ettiğinizde çarşıda pazarda Türkiye'ye duyulan sempatiyi rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Keza Irak'ta da öyle.
Devletler arasında yer yer ihtilaflar çıkabilir, hatta düşmanca tutumlar bile gelişebilir. Ancak bağnazlar hariç, halklar birbirlerine karşı daha saygılı, muhabbetli ve hoşgörülüdürler. Yılda bir kez de olsa, çeşitli milliyet ve mezhepten Müslümanlar “Hacc”da ortak inanç değerlerini paylaşmanın gücünü, heyecanını, sevincini yaşarlar. Bu kısa süreli beraberliğin verdiği haz çok bereketlidir ve halklar arasında tesanüdü artırır. Tarihin derinliklerinde kalmış ihtilaflarsa günümüzün kendi halinde yaşayan halkların birbirileriyle olumlu ilişkiler kurmalarına engel teşkil etmezler. Modern hayatın hızlı akışı bu tür nobranlıklara fırsat da bırakmaz. Ancak toplumların hayatında öyle anlar olur ki sağduyu, hoşgörü, muhabbet kaybolur, yerini öfkeye, bağnazlığa, kör bir şiddete bırakır.