Trump, 2016’daki Başkanlık seçimlerinde ülkeye göçmen akışını engellemek için Meksika sınırına duvar sözü vermişti. Demokratların muhalefeti sebebiyle Trump “Meksika Duvarı” için Bütçe çıkartamadı. Federal Hükümet kısmi olarak 1 aydır kapalı ve Trump “Ulusal Acil Durum” ilân etmeye her zamankinden daha fazla yakın. “Meksika Duvarı”nı hayat memat meselesi addeden Ulusalcılar, “Duvarı inşa edemezse, bu Trump’ın ölümü olur” diyorlar
ABD’nin nüfus yapısının Beyaz Amerikalılar aleyhinde değişmeye başlaması sebebiyle “Meksika Duvarı” daha Sağ’daki Cumhuriyetçiler için hayatî bir gereklilik. Zira bu değişim en çok Demokratlar’a fayda sağlıyor. Cumhuriyetçilere göre nüfus yapısındaki değişim “Beyaz Amerika”yı tehdit ediyor. ABD’de “Beyaz Amerikalılar” yüzde 52 civarında ama doğum oranları, Beyaz olmayan Amerikalılar arasında daha yüksek oranlarda seyrediyor.
Cumhuriyetçi Parti’nin Trump ile daha Sağ’a kayması Demokratlara göre“Beyaz Irkçılığı” teşvik ediyor. Kongre üyesi Steve King’in “Beyaz Irkçılığı” savunan açıklamalarına Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçi liderlik tepki göstermek durumunda kaldı. King’in Meclis komitelerine üye olmasına artık izin verilmeyecek. Tepkiler üzerine King, “Beyaz Amerikalı” kimliğini savunmasının neden rahatsız edici olduğunu anlamadığını söyledi. Senato Çoğunluk Lideri Mitch McConnell ise “Beyaz üstünlüğünün neden rahatsız edici olduğunu anlamıyorsa, King başka bir iş bulmalı” diyerek tartışmalara nokta koydu.
Trump’ın Suriye’den çekilme kararını Amerikan müdahaleciliğini savunan iki partili yerleşik dış politika elitleri hoş karşılamadı. Küreselci Cumhuriyetçiler ile Demokratlar bu konuda aynı taraftalar. Savunma Bakanı James Mattis, birçok başlıkta çatışma yaşadığı Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo ile birlikte Trump’ı Suriye kararından vazgeçirmeye çalıştı. Mattis istifa etti ama Bolton ve Pompeo içerdeler.
Münbiç’te 4 Amerikalının da öldüğü patlamanın Trump’ın Suriye kararını etkilemeye yönelik olduğuna dair şüpheler var. Suriye’den çekilmeyi destekleyen muhafazâkârlar bu patlama için “The Blob” olarak niteledikleri bir oluşumu suçluyorlar. Bu deyim 1988 çıkışlı bir filmin adı.”Blob”, uzaydan gelen ve jöleye benzeyen, önüne geleni yutarak büyüyen bir yaratık. Muhafazâkâr yazar Ben Rhodes, “The Blob’ ile iki partili dış politika seçkinlerini kastediyor.
Kongre’de Suriye’den çekilmeye karşı çıkan Cumhuriyetçiler arasında, “İsrail Lobisi”nin desteklediği Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio başta geliyor. Rubio’nun “Filistin İçin İsrail’i Boykot Girişimi”ni durdurmak için hazırladığı yasa tasarısıysa iki kez Senato’da reddedildi. Demokratlar, Trump’ın Hükümeti açmadığı takdirde hiçbir tasarıyı geçirmeye niyetli değiller. Cumhuriyetçiler ise Demokratlar’ı “İsrail aleyhtarı” olarak göstermeye çalışıyorlar. “İsrail Lobisi”ni Demokratlar’a karşı kışkırtan bu suçlamalar, 2020’deki Başkanlık seçimlerinde “Lobi” parasının Cumhuriyetçilere akıtılmasını sağlamayı amaçlıyor.