ABD Başkanı Trump’ın “İran Nükleer Anlaşması”ndan çekilmesinin ardından İran’a yeni yaptırımlar gelmesi bekleniyordu. Yaptırımların ilk safhası dün itibariyle başladı. Netanyahu Hükümeti, ABD’deki İsrail Lobisi, Neocon’lar ve diğer radikal Sağ çevreler Obama’nın imzaladığı anlaşmanın bozulması için Trump yönetimi üzerinde baskı çemberi kurdular. Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri de bu baskı çemberinde yer aldı. Trump Almanya, Fransa ve İngiltere’nin de anlaşmayı bozmalarını istedi. Bu ülkelerse İran’ın anlaşma koşullarını ihlâl etmediği gerekçesiyle Trump’ın teklifini kabul etmediler.
Trump’ın İran’a yönelik şahin politikanın ekonomik yaptırımlarla sınırlı kalmayacağı, rejim değişikliği için de harekete geçileceği konuşuluyordu. Trump yönetimi İran’a karşı “Arap NATO’su” olarak anılan askeri bir ittifak da kurmak istiyor. İttifakta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in yanı sıra Mısır, Ürdün, Kuveyt, Katar ve Umman’ın, yer alması öngörülüyordu. Ancak Mısır, Ürdün, Kuveyt, Katar ve Umman’ın İran politikası Suudiler, Emirlikler ve Bahreyn ile örtüşmüyor. Bu ülkeler doğrudan İran ile karşı karşıya gelmek istemiyorlar. Dolayısıyla “Arap NATO’su” şimdilik kadük kalmış gibi görünüyor.
Trump’ın iç kabinesinde yapılan tasfiyeler sonucunda İran karşıtı şahinlerin gücü arttı. CIA Başkanı Mike Pompeo Dışişleri Bakanı, meşhur Neoconlardan John Bolton ise Ulusal Güvenlik Danışmanı oldu. Bu değişiklikler “Trump savaş kabinesi mi kuruyor” sorusuna yol açtı. Bolton 2015’de İran’ın bombalanmasını isteyecek kadar ileri gitmişti. ABD’de savaşa karar verecek dört isim var. Başkan Trump, Dışişleri Bakanı Pompeo, Savunma Bakanı James Mattis ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Bol...