Trump 2016’da seçmenlerine Ortadoğu’daki ABD askerlerini çekme sözü vermişti. Trump, ABD askerlerini Suriye’den, Irak’tan, Afganistan’dan çekeceğini söylediği zaman bazı mahfiller harekete geçiyorlar. “İsrail Lobisi”nin de aralarında yer aldığı bu mahfiller, ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçi ve Demokrat partili yandaşlarını sahaya sürmek suretiyle Trump’ı engelliyorlar. 2020 seçimleri için kampanyalar başladığı halde Trump hâlâ aynı noktada. Hatta Trump döneminde Ortadoğu’da ABD askerlerinin sayısı fazlalaştı. Mayıs ayından bu yana ABD askerlerinin sayısı 14 bin arttı. Bölgede 60 binden fazla ABD askeri var. “Pentagon”, yakınlarda 1800 askerin daha Suudi Arabistan’a gönderileceğini açıkladı.
Obama’nın dış politika danışmanlarından Ben Rhodes, Trump’ın asker çekmesini engelleyen güçleri “The Blob” olarak niteliyor. Rhodes bu deyimi ”Blob” isimli bir filmden esinlendi. “Blob”, jöleye benzeyen, önüne geleni yutarak büyüyen uzaylı bir yaratık. Rhodes “Blob”u iki partili dış politika seçkinleri için kullanıyor. “The Blob”ın parçası olan “İsrail Lobisi”nin desteğine bel bağlayan siyasetçiler, İsrail’e dokunan her meselede otomatik olarak harekete geçiyorlar. İsrail’e 38 milyarlık yardım paketinin Kongre’den iki partili mutabakatla geçmesi bu çevrenin marifeti. Bu pakete itiraz eden Senatör Rand Paul ise “Lobi”nin hedefi haline gelmişti. Paul, Türk Silahlı Kuvvetlerinin “Barış Pınarı Harekâtı”ndan önce Trump’ın Suriye’nin kuzeyinden asker çekmesini savunan nadir sayıdaki Cumhuriyetçiler arasında.
“The Blob” Trump’ın Suriye’nin Kuzeyinden asker çekme girişimine şiddetle tepki gösterdi. Barış Pınarı Harekâtı’nın durdurulması için ülkemize yaptırımlar uygulanmasını isteyenler sıraya girdiler. Çünkü, ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesini istemeyen İsrail, ülkemizin Suriye sınırlarında bir “nifâk koridoru” teşkil edilmesi için yıllardır uğraşıyor. Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham ile Demokrat Senatör Chris Van Hollen yaptırım için yasa taslağı hazırladılar. Keza Temsilciler Meclisi’nden de bir grup Cumhuriyetçi vekil de harekete geçti.
Senatör Graham, 1967’de işgal edilen “Golan Tepeleri”nin İsrail tarafından ilhâkını Trump yönetiminin tanımasında en fazla rol oynayan isimlerden biri. Netanyahu ile birlikte Golan Tepeleri’nde verdiği pişkince poz hâlâ hafızalarda. “Lobi”nin desteğiyle 2002’de Kongre’ye seçilen Hollen ise İsrail’in 2006’da Lübnan’a girmesini de, 2009’da Gazze’ye saldırılarını da destekledi. Hollen Senato’dan geçen İsrail’e 38 milyarlık yardım paketinin de eş sponsoruydu.
“İsrail Lobisi”nin desteklediği isimlerin ülkemize yaptırım için harekete geçmeleri tesadüf değil. “Temsilciler Meclisi”nden Cumhuriyetçi Liz Cheney, Senato’dan Marco Rubio ve Mitt Romney ile Trump’ın BM eski Büyükelçisi Nikki Haley de bu isimler arasındalar. Cheney, Irak’ın işgalinde kilit rol üstlenen “Neocon” Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in kızı.
Neocon Cumhuriyetçi Florida Senatörü Rubio ise 2016’daki seçimler için ABD Başkanlığına adaylığını koymuştu. “İsrail Lobisi”nin Sağcı milyarder üyeleri Sheldon Adelson, Paul Singer ve Norman Braman adaylık yarışında Rubio’yu desteklediler. Rubio, diğer adaylardan Trump’ı yeteri kadar İsrail yanlısı olmamakla suçlamıştı. Florida’daki ön seçimlerde Trump karşısında yenilgiye uğrayan Rubio adaylıktan çekilmişti. Nikki Haley ise BM’de İsrail’in Büyükelçisi gibi çalıştı. Öyle ki Netanyahu ve partisi” İsrail’in BM’de iki büyükelçisi var, biri Haley” diyorlardı. Haley’nin istikbalde Başkan olmak istediği sır değil.